31 Ekim 2008 Cuma
30 Ekim 2008 Perşembe
Ctesi Sabah'ta..
İhraç Fazlası Güncel Sanat!
23.10.2008
'Normal olmayı reddeden' altı sanatçının yeni üretimleri, Tophane'deki 'Outlet' isimli güncel sanat mekânında. Sergideki bir eser, Kuran kursundan hareketle üretilmi...
Tophane Boğazkesen Caddesi Kadirler Yokuşu'nda , 'İhraç Fazlası Güncel Sanat' başlığı ile Azra Tüzünoğlu tarafından kurulan Outlet adlı güncel sanat mekânı, ilk etkinliği olan "Normal Olmayı Reddediyorum" sergisine kapılarını açtı. Bilhassa sergideki sesli düzenlemelere ilgi gösteren Tophaneli küçükler başta olmak üzere, Beyoğlu, Karaköy ve Galatasaray'dan mekâna erişen sanatseverlere yeni bir rota sunan Outlet, Fikret Atay, Burak Delier, Servet Koçyiğit, Merve Şendil ve Cengiz Tekin'in yapıtlarına 20 Kasım'a kadar ev sahipliği yapıyor. Sergide yer alan Burak Delier'e ait düzenleme, sanatçının 'toplum yararını gözeten' yeni eylemler dizisinin bir ürünü. Delier etkinlikte basit bir trafo-elektrik direğinden çekilen hatla birlikte, özel şirketler veya devlete ait olan bir ürün ya da enerjiyi, kamunun kullanıma sunmuş ve yaptığı bu eylemi, nesne ve fotoğraf ile yazı örnekleri eşliğinde mekânda kurgulamış. Cengiz Tekin'in fotoğraf çalışması Stratejik Analiz Dersleri'nde ise, sanatçı, kadının günümüz toplumundaki sessiz ve direnişçi duruşunu simgeleyen, sanat tarihsel ışık ve renk referansları bulunan büyük bir figüratif kompozisyona yer veriyor. Sergide kadın, toplum ve erkek üçgeninin kurulduğu bir diğer ironik parça da, Düşene Kadar Salla adlı, Servet Koçyiğit imzalı video düzenlemesi ile öne çıkıyor. Outlet'teki serginin alt katında, Cengiz Tekin'le birlikte izlenen bir diğer eser, Fikret Atay'ın, temelini Batman ile Mardin arasında hizmet veren gerçek bir Kuran kursundan alan Teorisyenler adlı çalışması. Sanatçı, 11 Eylül sonrası dünyanın durumuna kişisel bir yorum getirdiği eserinde, ellerindeki ayetlerle büyük bir salonda ezbere hazırlanan gençlerin videosunu, izleyiciye yorumsuz biçimde ulaştırıyor. İlhamını Jean-Luc Godard'ın "Normal Olmayı Reddediyorum," şeklindeki sözünden alan sergide bunun yanı sıra, Bashir Borlakov'un geniş panoramik bir fotoğrafı ve Merve Şendil'in Can Batukan ile işbirliğinde ürettiği Machine Alpha isimli duvar düzenlemesini de görmek mümkün. Bilgi: http://outletistanbul. blogspot.com / Tel: (0212) 245 55 05
24 Ekim 2008 Cuma
23 Ekim 2008 Perşembe
21 Ekim 2008 Salı
18 Ekim 2008 Cumartesi
17 Ekim 2008 Cuma
15 Ekim 2008 Çarşamba
16.10.2008//hazavuzu: 4'ten geç 6'dan erken!
Burak'in Açık Kaynak işinin bir parçası olan ve mekanın sokağa her daim açık cephesine yerleştirilen 6'lı priz yarın telefon şarj etmekten başka bir işe de yarayacak.
bkz. http://www.myspace.com/hazavuzu
14 Ekim 2008 Salı
OUTLET, ANTALYA FİLM FESTİVALİ'NDEN HEMEN SONRA TÜRKMAX'TE..
TürkMax, 19 Ekim’de yapılacak olan 45. Antalya Altın Portakal Film Festivali Ödül Töreni de, canlı olarak ekranlarına taşıyacak. Ayrıca, festival etkinliklerini, filmlere ait detayları, röportajlar ile harmanlanan Antalya görüntülerini “Hayat” adlı programda hafta içi her akşam 22.30’da ekranlarınıza taşıyacak.
http://www.digiturk.gen.tr
http://www.digiturk.gen.tr
12 Ekim 2008 Pazar
Bazen basliklar sasiyor:))
Normal değilseniz bu sergiyi kaçırmayın
İstanbul bugünlerde farklı bir etkinliğe evsahipliği yapıyor. 'Normal Olmayı Reddediyorum!' adını taşıyan sergide; çeşitli fotoğraf, video ve enstlasyonlar yer alıyor. Sergi 20 Kasım'a kadar açık.
Yer: OUTLET / Bilgi için: 0212 245 55 05
http://www.sabah.com.tr/gny/haber,D473508D25064DB3A136A3A5B8B9E427.html
İstanbul bugünlerde farklı bir etkinliğe evsahipliği yapıyor. 'Normal Olmayı Reddediyorum!' adını taşıyan sergide; çeşitli fotoğraf, video ve enstlasyonlar yer alıyor. Sergi 20 Kasım'a kadar açık.
Yer: OUTLET / Bilgi için: 0212 245 55 05
http://www.sabah.com.tr/gny/haber,D473508D25064DB3A136A3A5B8B9E427.html
10 Ekim 2008 Cuma
“Normal Olmayı Reddediyorum”
Outlet-Ihrac Fazlası Sanat 10 Ekim’deki “Normal Olmayı Reddediyorum” isimli ilk sergisiyle açılıyor. Fikret Atay, Bashir Borlakov, Burak Delier, Servet Koçyiğit, Merve Şendil, Cengiz Tekin’in katılımıyla gerçekleştirilen sergi 10 Ekim-20 Kasım tarihlerinde açık kalacak.
Jean Luc Godard’ın Alphaville filminden ödünç alınan “Normal olmayı reddediyorum” cümlesi, Godard gibi bir sinema dehasının olduğu kadar farklı alanlarda üretimler yapan birçok sanatçının da ağzından duyulabilirdi.Merve Şendil’in “Machine Alpha” isimli duvar enstalasyonu; DDR grubu üyesi Can Batukan’ın Alphaville filmi üzerine yaptığı yeni müzik denemeleriyle ses buldu. İlk kez sergilenen çalışmada; filmin 2 kahramanı; Lemmy Caution ve Profesor Vonbroun’un görüntüleri aynı karede dondurulup duvara işleniyor.Burak Delier, sergide yer alan yeni çalışmasıyla, toplum yararını gözeten yeni bir eylemler dizisine başlıyor. Basit bir trafodan/elektrik direğinden çekilen hatla birlikte özel şirketlere ve/ya devlete ait olan bir ürün/enerji kamuya açılıyor. Delier, direğin üzerinde, görünür bir alana çektiği 6’lı bir prizle, direkteki elektriği kullanıma açıyor.Bashir Borlakov’un “Hemşire”si, basit gibi görünen bir olasılığın, aslında ne kadar şaşırtıcı bir keskinlik-radikallik taşıdığını yüzümüze çarpıyor. Serinin bu ilk fotoğrafı, geniş bir panoramada, artık tütmeyen fabrika bacalarına sırtını veriyor. Kentin kenarında olunduğu, yakınlarda hayat belirtisi olmamasından belli ve kapitalizmin asfaltlanmış yüzü, bir dönemin kapandığına işaret ediyor. Hemşire, arızalı ambulansında kendisini almaya gelecek görevlileri beklemek yerine, başka bir yol denemeye karar veriyor.Servet Koçyiğit’in “Shake it ‘til it drops” çalışması; kadın olarak/gibi tanımlanan toprakla ilintili eril kodları görünür kılıyor. 5 farklı ülkenin askeri üniformalarını giyinmiş erkekler, kollarına uzanan kadını müziğin ritmine uydurmaya çalışıyorlar. Bu beyhude çaba, kadının kostümü, kimliği ve müziğin coğrafyası düşünüldüğünde daha da anlam kazanıyor.
Cengiz Tekin’in ışığı, kompozisyonu ve ismiyle Rembrandt’a göz kırpan “Stratejik Analiz Dersleri” çalışması, geçen yıl başladığı dizinin ikinci fotoğrafı. Sanatçı; Koçyiğit’le aynı coğrafyalara ait bir derdi paylaşıyor ve metaforunu yine kadın üzerinden kuruyor. Bu kurgusal fotoğrafında Tekin; açıkça görülen ama dilsiz bir tartışmanın içinde konuşan en güçlü figür olarak bir kadını işaretliyor.Fikret Atay’ın Theorists//Teorisyenler çalışması, Terrorist ile tuhaf ses benzerliğiyle ürpertiyor. Videoya verilen bu isim; batılı bir bakışın kolayca düşebileceği bir dil sürçmesine zemin hazırlıyor. 9/11 sonrası dünya durumunu, müslüman bir coğrafyadan izleyen sanatçı; bir hazırlık evresini mesafeli bir bakışla videoya alıyor. Batman’la Mardin arasında bir bölgede yer alan bir Kur’an kursunun her günkü manzaralarından biri… Onlarca genç, ellerinde Kur’an fasikülleri, çıplak ayaklarıyla aşınmış halıflexler üzerinde ileri geri yürümekteler.
Güncel sanatın Outlet’indeki ilk sergi 20 Kasım’a dek görülebilir.
OUTLET// İhraç Fazlası Sanat
Boğazkesen Cad. Kadirler Yokuşu No:69
Tophane-Istanbul
0212 245 55 05
www.outlet-istanbul.org
http://outlet-istanbul.blogspot.com
Jean Luc Godard’ın Alphaville filminden ödünç alınan “Normal olmayı reddediyorum” cümlesi, Godard gibi bir sinema dehasının olduğu kadar farklı alanlarda üretimler yapan birçok sanatçının da ağzından duyulabilirdi.Merve Şendil’in “Machine Alpha” isimli duvar enstalasyonu; DDR grubu üyesi Can Batukan’ın Alphaville filmi üzerine yaptığı yeni müzik denemeleriyle ses buldu. İlk kez sergilenen çalışmada; filmin 2 kahramanı; Lemmy Caution ve Profesor Vonbroun’un görüntüleri aynı karede dondurulup duvara işleniyor.Burak Delier, sergide yer alan yeni çalışmasıyla, toplum yararını gözeten yeni bir eylemler dizisine başlıyor. Basit bir trafodan/elektrik direğinden çekilen hatla birlikte özel şirketlere ve/ya devlete ait olan bir ürün/enerji kamuya açılıyor. Delier, direğin üzerinde, görünür bir alana çektiği 6’lı bir prizle, direkteki elektriği kullanıma açıyor.Bashir Borlakov’un “Hemşire”si, basit gibi görünen bir olasılığın, aslında ne kadar şaşırtıcı bir keskinlik-radikallik taşıdığını yüzümüze çarpıyor. Serinin bu ilk fotoğrafı, geniş bir panoramada, artık tütmeyen fabrika bacalarına sırtını veriyor. Kentin kenarında olunduğu, yakınlarda hayat belirtisi olmamasından belli ve kapitalizmin asfaltlanmış yüzü, bir dönemin kapandığına işaret ediyor. Hemşire, arızalı ambulansında kendisini almaya gelecek görevlileri beklemek yerine, başka bir yol denemeye karar veriyor.Servet Koçyiğit’in “Shake it ‘til it drops” çalışması; kadın olarak/gibi tanımlanan toprakla ilintili eril kodları görünür kılıyor. 5 farklı ülkenin askeri üniformalarını giyinmiş erkekler, kollarına uzanan kadını müziğin ritmine uydurmaya çalışıyorlar. Bu beyhude çaba, kadının kostümü, kimliği ve müziğin coğrafyası düşünüldüğünde daha da anlam kazanıyor.
Cengiz Tekin’in ışığı, kompozisyonu ve ismiyle Rembrandt’a göz kırpan “Stratejik Analiz Dersleri” çalışması, geçen yıl başladığı dizinin ikinci fotoğrafı. Sanatçı; Koçyiğit’le aynı coğrafyalara ait bir derdi paylaşıyor ve metaforunu yine kadın üzerinden kuruyor. Bu kurgusal fotoğrafında Tekin; açıkça görülen ama dilsiz bir tartışmanın içinde konuşan en güçlü figür olarak bir kadını işaretliyor.Fikret Atay’ın Theorists//Teorisyenler çalışması, Terrorist ile tuhaf ses benzerliğiyle ürpertiyor. Videoya verilen bu isim; batılı bir bakışın kolayca düşebileceği bir dil sürçmesine zemin hazırlıyor. 9/11 sonrası dünya durumunu, müslüman bir coğrafyadan izleyen sanatçı; bir hazırlık evresini mesafeli bir bakışla videoya alıyor. Batman’la Mardin arasında bir bölgede yer alan bir Kur’an kursunun her günkü manzaralarından biri… Onlarca genç, ellerinde Kur’an fasikülleri, çıplak ayaklarıyla aşınmış halıflexler üzerinde ileri geri yürümekteler.
Güncel sanatın Outlet’indeki ilk sergi 20 Kasım’a dek görülebilir.
OUTLET// İhraç Fazlası Sanat
Boğazkesen Cad. Kadirler Yokuşu No:69
Tophane-Istanbul
0212 245 55 05
www.outlet-istanbul.org
http://outlet-istanbul.blogspot.com
9 Ekim 2008 Perşembe
Outlet Yarın Radyoda Canlı Yayında//95.6
Karşı Kıyı, Pazartesi hariç hafta içi hergün 13.15-14.00 arasında yayınlanan kültür programı..
8 Ekim 2008 Çarşamba
Radikal Cumartesi//İhraç fazlası sanat ihtiyacı
10 Ekim’de açılacak olan Outlet, Azra Tüzünoğlu’nun marifeti. Mekân, sıkışan güncel sanat ortamına bir yörünge kazandırma niyetinde.
04/10/2008
NİGAR AVŞAR
Sanatın outlet’i olur mu? Haftaya Tophane’de açılacak olan sanat üssü Outlet, bulunduğu mahalleyle soluk alırken, camianın kıyısında duran sanatçılara da hayat öpücüğü verecek. Söz, kurucu Azra Tüzünoğlu’nda...
Beyoğlu’ndan Fındıklı’ya inen yokuşlar sanatın güzergâhında önemli duraklar haline geldi ne zamandır; Fındıklı’da İstanbul Modern, Tophane’de Tütün Deposu, Karaköy’de Hafriyat derken, şimdi Tophane’yi kesen Boğazkesen Caddesi, ‘İhraç Fazlası Sanat’ altbaşlığındaki Outlet’e ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
Outlet, Radikal Cumartesi ve güncel sanat dergisi Art-ist’e yazdığı sanat kritikleriyle tanıdığımız Azra Tüzünoğlu’nun marifeti, aylarca süren meşakkatli bir çalışmanın ürünü. İddialı bir yapım Outlet; her şeyden önce sıkışan güncel sanat ortamına bir yörünge kazandırma, genç sanatçıyı, kıyıdaki sanat üretimini izleyiciyle buluşturma derdinde.
10 Ekim’de kapılarını açacak mekân, sanatçı Merve Şendil’in Jean Luc Godard’ın ‘Alphaville’inden ödünç aldığı, ‘Normal Olmayı Reddediyorum!’dan hareket ediyor ve ilk serginin adını da aynen koyuyor: ‘Normal Olmayı Reddediyorum!’.
Fikret Atay’ın ‘Theorists//Teorisyenler’, Bashir Borlakov’un ‘Hemşire’, Burak Delier’in ‘KontraAtak’, Servet Koçyiğit’in ‘Motherland’ ve ‘Shake It Till Drops’ ve Cengiz Tekin’in ‘Stratejik Analiz Dersleri’yle sergi 20 Kasım’a dek Outlet’te.
Azra Tüzünoğlu’yla Outlet’in Tophane’deki macerasını, ezberi şaşan mahalleliyle tecrübeyi ve güncel sanatın ihtiyaçlarını konuştuk.
Outlet’in muradı ne?
Outlet, Türkiye’deki sanat ortamına bir canlılık kazandırma girişimi. Güncel sanat ortamının sıkıştığı bir alan var. O alanı genişletmek gerekiyor; tekelleşmiş yapılarla, kurumsallaşmış yerlerle değil de, daha küçük, parçalı, farklı işler yapacak insanlarla olacak bu dönüşüm. Burayı da öyle bir alan olarak kurgulama arzusundayım. Bizim niyetimiz, hem böyle yeni bir alan açacak, zemin üretecek bir oluşumu başlatmak, hem de sanatçılar için bir destek noktası olabilmek. Hem bir mahallede ürettiğini bilerek hem de illa bu mahalleye özgü üretimler yapma peşine de düşmeden, geniş düşünen, ama nerede olduğunu da bilen bir hareket alanı yaratmakla ilgileniyorum.
Sıkışan sanat alanından sıyrılıp kitlelere ulaşmak gibi bir niyetiniz olduğunu da okuduk. Kitle tahayyülünüz ne?
Elbette buraya sanatsever kitle gelecek. Onlara gelmeyin diyemeyiz, gelmeliler de. Sanatın o 200 kişilik cemaatinden daha geniş bir alana yayılmakla ilgileniyorum. Bu nasıl olacak? Bu sizin yaptığınız işle alakalı. Biz burada beş-altı aydır çalışıyoruz. Önce komşularla başlayan bir ilişkimiz oldu. Köşede kahvecimiz var, buraya ilk geldiğimizde gökten inmiş gibiydik. Henüz açılmamış olmamıza rağmen merak ediyorlar, yardım ediyorlar, sandalye taşınıyor, birlikte iş yapıyoruz... Böyle başladık; şimdi mesela öğrencilerle ilişki kurmakla ilgileniyoruz. Günümün önemli bir kısmını öğrencilerle konuşarak, yeni sanat yapan insanlarla yatay bağlantılar kurarak harcıyorum. Bunun da çok önemli geri dönüşleri olacağını düşünüyorum.
Outlet’in ihtiyaç belirlemek gibi bir gündemi var. Güncel sanat ortamının ihtiyaçları neler?
90’lardaki dert: Sanatçının burada varlığı yok gibiydi, sanat ihraç ediliyordu. Outlet’e ismini veren de bu. Tüm bu üretimler geri döndüğünde gösterilecek alanı da yoktu ya da çok dardı. Bir bienal vardı, az sayıda küratörün yaptığı sergilerde ya vardınız ya da yoktunuz veya tamamen dışarısındaydınız. Bir yandan da dışarıya doğru üretme meselesi nüksediyordu. 2000’lerde de büyük banka galerileri, müzelerin açılmaya başlamasıyla, daha oturaklı, bürokratik kuralları olan ve büyük sermayenin yönlendirdiği mekânlar ve sergiler açıldı. 90’larda sanatçılar arasında birlikte hareket etmek varken, 2000’lerde bu çözüldü ve daha bireysel bir sanatçı profili ortaya çıkmaya başladı. Şimdi de star sanatçılara doğru gittiğimiz bir dönemdeyiz. İki kutup var: Birincisi, kurumsal-ağır işleyen mekânlar, ikinci kutup inisiyatifler, küçük oluşumlar... İki kutup arasında derin uçurumlar var ve ara alanlarımız az, enstitüler, galeriler yok. Sürekli üretim yapan, yeninin peşinde koşan ve bunları izleyiciyle buluşturmayı dert eden alanlar boş...
Güncel sanat izleyicisinin profili ne? Kim bu izleyici?
Herkes olabilir. Güncel sanat güncel olanla, tam da sokaktakinin derdiyle, politikayla, ekonomiyle ilgileniyor. Yeni medyayı da kullanıyor. Bütün bunların anlaşılmaması abesle iştigal. Bu fazlasıyla karşılaşmakla alakalı. Daha fazla noktada karşılaşılırsa iletişim kurulmaya başlayacak. İnsanın ilgisi şöyle uyanıyor: Önce bir şeyleri görüyorsun, anlamasan da gördüğün şeyle başlıyorsun, sonra o gördüklerinle aynı aileden farklı şeyleri o kadar çok görmeye başlıyorsun ki, ‘Bu ne’ diye soruyorsun. Ondan sonra anlam, etki, tepki, zevk, bilgi ilişkisi başlıyor. Yaygınlaştırmakla ilgisi var. Dolayısıyla bu konuda umutsuz değilim.
Outlet’in Tophane’de açılması bu anlamda önemli bir tercih, öyle mi?
Bu sadece sanatçıyla, galeriyle ya da müzeyle ilgili değil, aynı zamanda izleyiciyle de ilgili. Önce arzunun oluşması gerekiyor. Bu istek paraşütle de inmez kimseye. Ya sanatçı, ya sergi, ya konu, ya enerji bilemiyorum, bir şey yakalayacak, çekip kolundan bakmaya zorlayacak. Bunun yollarını da deneyeceğiz. İlk sergide Fikret Atay’ın işini gösteriyoruz: Mardin’le Batman arasında bir yaz Kur’an kursundaki ezber yapan insanlar var videoda. Sahne şu: Bir büyük salon, herkesin ayakları çıplak, zaten ayak hizasından çekilmiş görüntüler, sadece gövdeleri gözüküyor ve insanlar aşağı yukarı, ellerindeki Kur’an fasikülleriyle yürüyüp ezber yapıyor... Bu işi izlerken karşısında duramıyorsun. O videonun karşısında yüzleşmek, ne hissettiğinin hesabını vermek zorundasın. 1 Mayıs 2008’de çekilmiş... Ben defalarca izledim, bütün bu çevrenin entelektüelleri de izleyecek, ama bu sokakta Kadiriler Tarikatı yaşıyor. Onlar da başka türlü bakacaklar. Ama sonuçta aynı videoyu izleyeceğiz! En önemli işim onları içeri sokmak. İşte geniş kitleler için bir adım.
Altı ay öncesine kadar Tophane sizin için nasıl bir yerdi?
Tophane bildiğim bir yer değildi. Tütün Deposu’na, bu yokuştan inip İstanbul Modern’e, Karaköy Hafriyat’a gidip geliyorduk. Ama burada olduğun zaman burasının bir mahalle olduğunu görüyorsun. Beyoğlu’ndan da izole bir yer. Burada başka bir hayat var, birçok insanın İstiklal Caddesi’yle hiçbir ilişkisi yok. Homojen bir yapısı da yok. Çok farklı gruplar, etnik kökenleri farklı insanlar yaşıyor. Yavaş yavaş da değişiyor. Beyoğlu’na bu kadar yakın olup, bu kadar ucuz olan ve aynı zamanda mutenalaşmamış bir yer Tophane...
Azra Hanım’dan ‘Abla’ya geçtiniz mi mahallede?!
Abla durumu var tabii! Buradaki insanlara benzemiyorsun ama ablasın işte... Bir gün mahalleli kızlar asistanımı görmeye geldiler! Asistanım sarışın, mavi gözlü, 1.85 boyunda; pembe tişört giyip kısa şortuyla çalışan genç bir erkek. Kızlar hayretle pembe tişörte bakıyorlar. Kodlar bozuldu, ezberleri şaştı. Bir erkek pembe tişört giyiyor, ama babası, abisi giymiyor... Olabildiğince onları rahatsız etmeden çalışmak, diğer yandan kendim olarak kalma niyetindeyim. Açılışı eylülde yapacakken, Ramazan diye 10 Ekim’e erteledik. İçki verdiğimiz zaman mahallelinin rahatsız olmasını istemedim. Onlara saygısızlık etmiş olurduk...
04/10/2008
NİGAR AVŞAR
Sanatın outlet’i olur mu? Haftaya Tophane’de açılacak olan sanat üssü Outlet, bulunduğu mahalleyle soluk alırken, camianın kıyısında duran sanatçılara da hayat öpücüğü verecek. Söz, kurucu Azra Tüzünoğlu’nda...
Beyoğlu’ndan Fındıklı’ya inen yokuşlar sanatın güzergâhında önemli duraklar haline geldi ne zamandır; Fındıklı’da İstanbul Modern, Tophane’de Tütün Deposu, Karaköy’de Hafriyat derken, şimdi Tophane’yi kesen Boğazkesen Caddesi, ‘İhraç Fazlası Sanat’ altbaşlığındaki Outlet’e ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
Outlet, Radikal Cumartesi ve güncel sanat dergisi Art-ist’e yazdığı sanat kritikleriyle tanıdığımız Azra Tüzünoğlu’nun marifeti, aylarca süren meşakkatli bir çalışmanın ürünü. İddialı bir yapım Outlet; her şeyden önce sıkışan güncel sanat ortamına bir yörünge kazandırma, genç sanatçıyı, kıyıdaki sanat üretimini izleyiciyle buluşturma derdinde.
10 Ekim’de kapılarını açacak mekân, sanatçı Merve Şendil’in Jean Luc Godard’ın ‘Alphaville’inden ödünç aldığı, ‘Normal Olmayı Reddediyorum!’dan hareket ediyor ve ilk serginin adını da aynen koyuyor: ‘Normal Olmayı Reddediyorum!’.
Fikret Atay’ın ‘Theorists//Teorisyenler’, Bashir Borlakov’un ‘Hemşire’, Burak Delier’in ‘KontraAtak’, Servet Koçyiğit’in ‘Motherland’ ve ‘Shake It Till Drops’ ve Cengiz Tekin’in ‘Stratejik Analiz Dersleri’yle sergi 20 Kasım’a dek Outlet’te.
Azra Tüzünoğlu’yla Outlet’in Tophane’deki macerasını, ezberi şaşan mahalleliyle tecrübeyi ve güncel sanatın ihtiyaçlarını konuştuk.
Outlet’in muradı ne?
Outlet, Türkiye’deki sanat ortamına bir canlılık kazandırma girişimi. Güncel sanat ortamının sıkıştığı bir alan var. O alanı genişletmek gerekiyor; tekelleşmiş yapılarla, kurumsallaşmış yerlerle değil de, daha küçük, parçalı, farklı işler yapacak insanlarla olacak bu dönüşüm. Burayı da öyle bir alan olarak kurgulama arzusundayım. Bizim niyetimiz, hem böyle yeni bir alan açacak, zemin üretecek bir oluşumu başlatmak, hem de sanatçılar için bir destek noktası olabilmek. Hem bir mahallede ürettiğini bilerek hem de illa bu mahalleye özgü üretimler yapma peşine de düşmeden, geniş düşünen, ama nerede olduğunu da bilen bir hareket alanı yaratmakla ilgileniyorum.
Sıkışan sanat alanından sıyrılıp kitlelere ulaşmak gibi bir niyetiniz olduğunu da okuduk. Kitle tahayyülünüz ne?
Elbette buraya sanatsever kitle gelecek. Onlara gelmeyin diyemeyiz, gelmeliler de. Sanatın o 200 kişilik cemaatinden daha geniş bir alana yayılmakla ilgileniyorum. Bu nasıl olacak? Bu sizin yaptığınız işle alakalı. Biz burada beş-altı aydır çalışıyoruz. Önce komşularla başlayan bir ilişkimiz oldu. Köşede kahvecimiz var, buraya ilk geldiğimizde gökten inmiş gibiydik. Henüz açılmamış olmamıza rağmen merak ediyorlar, yardım ediyorlar, sandalye taşınıyor, birlikte iş yapıyoruz... Böyle başladık; şimdi mesela öğrencilerle ilişki kurmakla ilgileniyoruz. Günümün önemli bir kısmını öğrencilerle konuşarak, yeni sanat yapan insanlarla yatay bağlantılar kurarak harcıyorum. Bunun da çok önemli geri dönüşleri olacağını düşünüyorum.
Outlet’in ihtiyaç belirlemek gibi bir gündemi var. Güncel sanat ortamının ihtiyaçları neler?
90’lardaki dert: Sanatçının burada varlığı yok gibiydi, sanat ihraç ediliyordu. Outlet’e ismini veren de bu. Tüm bu üretimler geri döndüğünde gösterilecek alanı da yoktu ya da çok dardı. Bir bienal vardı, az sayıda küratörün yaptığı sergilerde ya vardınız ya da yoktunuz veya tamamen dışarısındaydınız. Bir yandan da dışarıya doğru üretme meselesi nüksediyordu. 2000’lerde de büyük banka galerileri, müzelerin açılmaya başlamasıyla, daha oturaklı, bürokratik kuralları olan ve büyük sermayenin yönlendirdiği mekânlar ve sergiler açıldı. 90’larda sanatçılar arasında birlikte hareket etmek varken, 2000’lerde bu çözüldü ve daha bireysel bir sanatçı profili ortaya çıkmaya başladı. Şimdi de star sanatçılara doğru gittiğimiz bir dönemdeyiz. İki kutup var: Birincisi, kurumsal-ağır işleyen mekânlar, ikinci kutup inisiyatifler, küçük oluşumlar... İki kutup arasında derin uçurumlar var ve ara alanlarımız az, enstitüler, galeriler yok. Sürekli üretim yapan, yeninin peşinde koşan ve bunları izleyiciyle buluşturmayı dert eden alanlar boş...
Güncel sanat izleyicisinin profili ne? Kim bu izleyici?
Herkes olabilir. Güncel sanat güncel olanla, tam da sokaktakinin derdiyle, politikayla, ekonomiyle ilgileniyor. Yeni medyayı da kullanıyor. Bütün bunların anlaşılmaması abesle iştigal. Bu fazlasıyla karşılaşmakla alakalı. Daha fazla noktada karşılaşılırsa iletişim kurulmaya başlayacak. İnsanın ilgisi şöyle uyanıyor: Önce bir şeyleri görüyorsun, anlamasan da gördüğün şeyle başlıyorsun, sonra o gördüklerinle aynı aileden farklı şeyleri o kadar çok görmeye başlıyorsun ki, ‘Bu ne’ diye soruyorsun. Ondan sonra anlam, etki, tepki, zevk, bilgi ilişkisi başlıyor. Yaygınlaştırmakla ilgisi var. Dolayısıyla bu konuda umutsuz değilim.
Outlet’in Tophane’de açılması bu anlamda önemli bir tercih, öyle mi?
Bu sadece sanatçıyla, galeriyle ya da müzeyle ilgili değil, aynı zamanda izleyiciyle de ilgili. Önce arzunun oluşması gerekiyor. Bu istek paraşütle de inmez kimseye. Ya sanatçı, ya sergi, ya konu, ya enerji bilemiyorum, bir şey yakalayacak, çekip kolundan bakmaya zorlayacak. Bunun yollarını da deneyeceğiz. İlk sergide Fikret Atay’ın işini gösteriyoruz: Mardin’le Batman arasında bir yaz Kur’an kursundaki ezber yapan insanlar var videoda. Sahne şu: Bir büyük salon, herkesin ayakları çıplak, zaten ayak hizasından çekilmiş görüntüler, sadece gövdeleri gözüküyor ve insanlar aşağı yukarı, ellerindeki Kur’an fasikülleriyle yürüyüp ezber yapıyor... Bu işi izlerken karşısında duramıyorsun. O videonun karşısında yüzleşmek, ne hissettiğinin hesabını vermek zorundasın. 1 Mayıs 2008’de çekilmiş... Ben defalarca izledim, bütün bu çevrenin entelektüelleri de izleyecek, ama bu sokakta Kadiriler Tarikatı yaşıyor. Onlar da başka türlü bakacaklar. Ama sonuçta aynı videoyu izleyeceğiz! En önemli işim onları içeri sokmak. İşte geniş kitleler için bir adım.
Altı ay öncesine kadar Tophane sizin için nasıl bir yerdi?
Tophane bildiğim bir yer değildi. Tütün Deposu’na, bu yokuştan inip İstanbul Modern’e, Karaköy Hafriyat’a gidip geliyorduk. Ama burada olduğun zaman burasının bir mahalle olduğunu görüyorsun. Beyoğlu’ndan da izole bir yer. Burada başka bir hayat var, birçok insanın İstiklal Caddesi’yle hiçbir ilişkisi yok. Homojen bir yapısı da yok. Çok farklı gruplar, etnik kökenleri farklı insanlar yaşıyor. Yavaş yavaş da değişiyor. Beyoğlu’na bu kadar yakın olup, bu kadar ucuz olan ve aynı zamanda mutenalaşmamış bir yer Tophane...
Azra Hanım’dan ‘Abla’ya geçtiniz mi mahallede?!
Abla durumu var tabii! Buradaki insanlara benzemiyorsun ama ablasın işte... Bir gün mahalleli kızlar asistanımı görmeye geldiler! Asistanım sarışın, mavi gözlü, 1.85 boyunda; pembe tişört giyip kısa şortuyla çalışan genç bir erkek. Kızlar hayretle pembe tişörte bakıyorlar. Kodlar bozuldu, ezberleri şaştı. Bir erkek pembe tişört giyiyor, ama babası, abisi giymiyor... Olabildiğince onları rahatsız etmeden çalışmak, diğer yandan kendim olarak kalma niyetindeyim. Açılışı eylülde yapacakken, Ramazan diye 10 Ekim’e erteledik. İçki verdiğimiz zaman mahallelinin rahatsız olmasını istemedim. Onlara saygısızlık etmiş olurduk...
5 Ekim 2008 Pazar
Outlet//Ihraç Fazlası Sanat, 10 Ekim’deki ilk sergisiyle açılıyor!
Outlet, sosyal ve kültürel adaletsizliğin bunca derinleştiği bir ortam/zamanda, lüks olarak görülen sanatı, kitlelerle buluşturma girişimidir. Outlet; müzeler, enstitüler, banka galerileri, kurumlar arasında giderek sıkışan sanat ortamı için bir nefes alma alanı yaratmayı ve yenilikçi, risk alabilen projeler gerçekleştirmeyi hedefler.
Outlet; farklı ülke ve kuşaklardan sanatçıların; farklı teknik, üslup ve ifade biçimleriyle ürettikleri yapıtlarını kamuyla paylaşmayı dert eder. Hem galeri hem de non-profit bir mekan olarak işleyecek olan proje; yayın, eğitim, arşiv, sanat ve koleksiyon danışmanlığı bölümleriyle geniş bir faaliyet alanına sahiptir.
Outlet; içinde bulunduğu alanın ihtiyaçlarına yanıt vermekten ziyade, ihtiyacı belirlemek ve dönüştürmekle ilgilenir. Bu anlamda değeri vaktinde anlaşılmamış, üretim kalitesi-dili açısından üstün ama çeşitli koşullar sebebiyle değer bulamamış üretimleri sergilemeyi-paylaşmayı dert edinir.
Türkiye güncel sanat ortamına canlılık kazandırma girişimi olarak kurgulanan mekan, galerisi olan küçük bir sanatçı azınlığın ötesinde, çokça üreten ve yapıtlarını paylaşma olanağı bulamayan sanatçıların yanında olmayı hedefler. Sanatçının da kendini ait hissedebileceği bir alan yaratmanın derdinde olan esnek bir yapı kurmayı amaçlar. Bu anlamda Outlet bir galeri değil, galeri ironisidir.
Outlet; İstanbul’un sanat haritasında Beyoğlu’ndan Fındıklı’ya inen aksın, “sanat yürüyüş alanı” olmasında dönüştürücü bir rol üstlenmeye adaydır. 3 kata yayılan sergileme alanıyla Outlet, merkeze çokça yakın olmasına karşın, Beyoğlu’yla neredeyse hiç bağlantı kurmayan Tophane’nin; sanatla yakınlaşmasında belirleyici alanlardan olacak.
Sanatın gündemini takip etmek isteyenlerin yeni adresi Outlet, büyük bir sermaye desteği olmadan, bireysel çabalar ve Canan Pak, AYK, MAS Matbaası, Koyuncu Bilgisayar, The Point Otel, Beck’s, Netcopy Center ve Derin Design’ın sponsorluğuyla Azra Tüzünoğlu tarafından yürütülmektedir.
Outlet; farklı ülke ve kuşaklardan sanatçıların; farklı teknik, üslup ve ifade biçimleriyle ürettikleri yapıtlarını kamuyla paylaşmayı dert eder. Hem galeri hem de non-profit bir mekan olarak işleyecek olan proje; yayın, eğitim, arşiv, sanat ve koleksiyon danışmanlığı bölümleriyle geniş bir faaliyet alanına sahiptir.
Outlet; içinde bulunduğu alanın ihtiyaçlarına yanıt vermekten ziyade, ihtiyacı belirlemek ve dönüştürmekle ilgilenir. Bu anlamda değeri vaktinde anlaşılmamış, üretim kalitesi-dili açısından üstün ama çeşitli koşullar sebebiyle değer bulamamış üretimleri sergilemeyi-paylaşmayı dert edinir.
Türkiye güncel sanat ortamına canlılık kazandırma girişimi olarak kurgulanan mekan, galerisi olan küçük bir sanatçı azınlığın ötesinde, çokça üreten ve yapıtlarını paylaşma olanağı bulamayan sanatçıların yanında olmayı hedefler. Sanatçının da kendini ait hissedebileceği bir alan yaratmanın derdinde olan esnek bir yapı kurmayı amaçlar. Bu anlamda Outlet bir galeri değil, galeri ironisidir.
Outlet; İstanbul’un sanat haritasında Beyoğlu’ndan Fındıklı’ya inen aksın, “sanat yürüyüş alanı” olmasında dönüştürücü bir rol üstlenmeye adaydır. 3 kata yayılan sergileme alanıyla Outlet, merkeze çokça yakın olmasına karşın, Beyoğlu’yla neredeyse hiç bağlantı kurmayan Tophane’nin; sanatla yakınlaşmasında belirleyici alanlardan olacak.
Sanatın gündemini takip etmek isteyenlerin yeni adresi Outlet, büyük bir sermaye desteği olmadan, bireysel çabalar ve Canan Pak, AYK, MAS Matbaası, Koyuncu Bilgisayar, The Point Otel, Beck’s, Netcopy Center ve Derin Design’ın sponsorluğuyla Azra Tüzünoğlu tarafından yürütülmektedir.
OUTLET of Contemporary Art opens its doors on October 10th 2008!
Outlet is an attempt to bring art, regarded as a luxury commodity, to the masses in a time and space where social and cultural inequity is deeply entrenched. Outlet aims to create a recreation area or a breathing place, for the art milieu captured by museums, institutions, bank galleries and intends to actualize innovative and risk-taking projects.
Outlet’s concern is to share the works of artists from different countries and generations, produced with different art techniques, styles and forms of expression. The project will function both as a gallery and a non-profit organization and has a broad connection to publication and education means, as well as to artists’ archives and consultancy for art collections.
Outlet is concerned with determining and converting the needs of the art milieu rather than fitting into it. In this sense, it is concerned with remarkable art works that are perhaps not appreciated in their time and those which attract attention in terms of quality of production and expression, but are ignored in some circumstances.
Outlet is conceived as an attempt to revitalize the contemporary artistic milieu in Istanbul and aims to support prolific artists who rarely have the chance to show their works. Outlet will foster an atmosphere in which the artist can feel at ease in a flexible structure. In this sense, Outlet is not a gallery; but is a sheer irony!
Outlet is the brand new address for those who are interested in the current / contemporary art agenda and is run by Azra Tüzünoğlu, with the contribution of individual efforts and the sponsorship of Canan Pak, AYK, MAS Printing House, Koyuncu Computer, The Point Hotel, Beck’s, Coca Cola, Netcopy Center and Derin Design.
Outlet//Export Surplus Art
Tuesday-Saturday: 10:00-18:00, Closed on Mondays, Sundays (from October 10th)
Boğazkesen Caddesi
Kadirler Yokuşu No:69
Tophane-Istanbul
Outlet’s concern is to share the works of artists from different countries and generations, produced with different art techniques, styles and forms of expression. The project will function both as a gallery and a non-profit organization and has a broad connection to publication and education means, as well as to artists’ archives and consultancy for art collections.
Outlet is concerned with determining and converting the needs of the art milieu rather than fitting into it. In this sense, it is concerned with remarkable art works that are perhaps not appreciated in their time and those which attract attention in terms of quality of production and expression, but are ignored in some circumstances.
Outlet is conceived as an attempt to revitalize the contemporary artistic milieu in Istanbul and aims to support prolific artists who rarely have the chance to show their works. Outlet will foster an atmosphere in which the artist can feel at ease in a flexible structure. In this sense, Outlet is not a gallery; but is a sheer irony!
Outlet is the brand new address for those who are interested in the current / contemporary art agenda and is run by Azra Tüzünoğlu, with the contribution of individual efforts and the sponsorship of Canan Pak, AYK, MAS Printing House, Koyuncu Computer, The Point Hotel, Beck’s, Coca Cola, Netcopy Center and Derin Design.
Outlet//Export Surplus Art
Tuesday-Saturday: 10:00-18:00, Closed on Mondays, Sundays (from October 10th)
Boğazkesen Caddesi
Kadirler Yokuşu No:69
Tophane-Istanbul
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)