31 Mayıs 2009 Pazar

27 Mayıs 2009 Çarşamba

DERSİMİZ GÜNCEL SANAT


Outlet İhraç Fazlası Sanat, “Dersimiz Güncel Sanat” isimli ilk yayınını gururla sunar.
Dersimiz Güncel Sanat; 2008 yılında Mimar Sinan Üniversitesi’nde Azra Tüzünoğlu tarafından gerçekleştirilen sanat sosyolojisi derslerine paralel olarak, üniversite dersliklerinde, öğrencilerin ve okul dışından sanatsever dinleyici/izleyicilerin katılımına açık olan konuşmaların bildirilerinden oluşmaktadır. Ayrıca, kitapta; yayın için hazırlanan yeni metinler ve bildiri olarak sunulmayan ama temel tartışmasını konuşmalardan alan yazılar bulunmaktadır.
Geçtiğimiz sezon gerçekleşen konuşmalara, güncel sanat ortamından, alanının en yetkin isimleri davet edildi. Şener Özmen, Erden Kosova, Haldun Dostoğlu, Saruhan Doğan, Evrim Altuğ bunlardan yalnızca birkaçıydı.. Kimi zaman davet edilen konuşmacılara önceden sorular hazırlanıp gönderilirken, kimi zaman da, moderatörler davet edilerek, tartışmayı yönlendirmeleri istendi. Çoğu zaman birbirleriyle farklı fikirlere, dünya görüşlerine sahip kişi ve grupların aynı masada oturmaları istendi. Sunumlardan sonra her bir konu salondaki katılımcıların soruları doğrultusunda derinlemesine tartışıldı ve tüm konular tartışma kayıtları ile birlikte çözülüp yayına hazırlandı.
On hafta boyunca davet edilen kişi ve kolektifler bazen konuşma ve tartışma şeklinde, bazen internet ortamından tartışmaya online katılarak, bazen de performans şeklinde sunumlarını gerçekleştirdiler. Türkiye sanat ortamı içindeki benzerlik, ayrışma ve çatışmaların görünür olduğu bu sunumlar, kimi zaman genel bir panorama çizmenin ötesine geçerek hararetli tartışmalara zemin hazırladı. Sanatçı grubu ile sanatçı bünyesi arasındaki anlam-yapı ayrılığı, yeni medya sanatları ile işlemsel sanatlar ayrımı ya da “New York’ta yaparsan her yerde yaparsın” başlığının yarattığı tartışma bunlardan sadece birkaçı.. Bazı konuşmaların tartışma dozu o kadar yükseldi ki, derslikleri terk edenler oldu. Bazı dinleyiciler, konuşmacılardan daha çok söz aldılar, bazılarında ise, büyük bir sessizlik hâkimdi.
Amacımız, karşılıklı bir etki alanı yaratarak, hem güncel sanat tartışmalarını üniversiteye taşımak ve tartışma alanı genişletmek ve çeşitlendirmek, hem de güncel sanat aktör ve takipçilerini genç zihinlerle buluşturup yeni enerjiler doğmasına ön ayak olmaktı. Yayın, amacını aşarak, alanla ilgilenenler için bir döneme ait tartışmaların derlemesine dönüştü.
Dersimiz Güncel Sanat kitabı, hatırlamaya/kaydetmeye dönük bir bellek kitabıdır. Kitabın alana ilgi duyanlar için bir başvuru kitabı olması hedeflenmektedir.
Outlet//İhraç Fazlası Sanat, yıl boyunca hazırladığı sergilerin yanısıra, eksikliği çokça hissedilen teorik-kuramsal alanda kitaplar çıkarmayı sürdürecektir.
Dersimiz Güncel Sanat kitabına, Robinson, Pandora, İdeefixe gibi kitabevlerinden ulaşabilirsiniz.

Dersimiz Güncel Sanat
Yayına Hazırlayan:
Azra Tüzünoğlu
Yazarlar:
Şener Özmen, Erden Kosova, Haldun Dostoğlu, Saruhan Doğan, Evrim Altuğ, Banu Cennetoğlu, Elmas Deniz, Osman Bozkurt, Didem Özbek, Çelenk Bafra, Burcu Pelvanoğlu, Burak Delier, Marcus Graf, Serhan Ada, Ezgi Bakçay, Burak Arıkan, Ali Miharbi, Ahmet Atıf Akın, Orton Akıncı, Adnan Yıldız, Borga Kantürk, Esra Sarıgedik, Ayça İnce, HaZaVuZu, :mentalKLINIK, Seçil Yersel
Tasarım: Murat Tosyalı
Redaksiyon: Zehra Durmuş, Amira Akbıyıkoğlu
ISBN: 978-605-60677-0-9
Outlet Güncel Sanat Dizisi-1
Mayıs 2009, 144 Sayfa

yoko ono avec hakkı anlı: fransızlıgın boyutları volume kac?

İstanbul Modern, beşinci yaşını, koleksiyona yeni katılan yapıtlarla desteklenen 'Yeni Yapıtlar Yeni Ufuklar' adlı sergiyle kutluyor. 134 sanatçıdan 200 yapıtın yer aldığı sergi, Türkiye'de modern ve çağdaş sanatın neredeyse bütün önemli isimlerini kapsıyor

İSTANBUL - İstanbul Modern beşinci yılını kutladığı bu günlerde geniş bir koleksiyon sergisi, bir video bir de fotoğraf sergisinin açılışını yapıyor. Dün açılışı yapılan ‘Yeni Yapıtlar, Yeni Ufuklar’ sergisiyle İstanbul Modern hem geçen beş yıldan örnekler veriyor hem de bu zamana kadar koleksiyonuna eklediği işlerle daha geniş bir Türkiye modern sanatı sergisi ortaya koyuyor. Serginin önemli bir özelliği Türkiye’de çağdaş sanatın son 30 yılına damgasını vurmuş sanatçıların önemli bir kısmını da kapsıyor olması. 
Türk Telekom’un ana sponsorluğunu yaptığı ve 134 sanatçının 200 yapıtının yer aldığı ‘Yeni Yapıtlar, Yeni Ufuklar’ sergisi resimden heykele, enstalasyondan videoya uzanan ve Türkiye’de üretilen modern ve çağdaş sanatın başlangıcından bugüne gelişini on yıllar halinde aktaran bir sergi. İki kata yayılan sergi Türk sanatında Batılılaşma sürecinin gerçekleştiği yıllardan güncel sanata, 2000’li yılların sanatına kadar geniş bir yelpaze sunuyor.
Sergi, Hoca Ali Rıza, Abdülmecid Efendi ve Zonaro gibi isimlerle başlıyor, Cumhuriyet dönemi sanatçılarından Cevat Dereli, Hale Asaf ve Mahmut Cüda gibi isimlerle devam ediyor. D Grubu’ndan Cemal Tollu, Abidin Dino, Yeniler grubundan ise Ferruh Başağa gibi isimler sergide dönemlerinin temsilcilerinden. 
Paris Okulu sanatçılarından Nejat Melih Devrim, Fahrelnissa Zeid, Mübin Orhon, Hakkı Anlı ve Selim Turan 50’ler, değişen sosyal atmosfere kişisel bir üslupla yaklaşan Cihat Burak, Avni Arbaş ve Orhan Peker 60’larda. 70’lerde ise Mehmet Güleryüz, Komet, Neş’e Erdok gibi isimler varoluşsal kaygılar da içeren yeni figüratif resmi temsil ediyor.
80’lerin başlayan yeni-dışavurumculuk anlayışını ise Bedri Baykam, Arzu Başaran ve İsmet Doğan gibi isimlerde görmek mümkün. 
Sanatçıların salt estetik, kapalı bir dilin ötesine geçerek disiplinler arası bir yönelim gösterdiği 90’lar sanatçıları arasında ise enstalasyondan videoya uzanan araçlarla sosyo-ekonomik bir politika eleştirisi sergileyen Kutluğ Ataman, Ayşe Erkmen, Selim Birsel, Erdağ Aksel ve Halil Altındere... var.

Sırada Sarkis sergisi var

2000’li yılların sanatçıları arasında ise Hüseyin Çağlayan, Haluk Akakçe, Taner Ceylan ve Nezaket Ekici’nin işlerini görmek mümkün. 
Dün düzenlenen basın toplantısında konuşan İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı 32. Avrupa Müze Forumu’nda özel ödüle layık görülen müzenin Türkiye’de modern ve çağdaş sanatın yaklaşık 100 yıllık sürecinin izlenebileceği tek müze olduğunu vurguladıktan sonra geçen beş yılda müzede 3 sürekli 15 süreli sergi 16 fotoğraf sergisi ve 9 video programı sunulduğunu belirtti.
‘Yeni Yapıtlar, Yeni Ufuklar’ın küratörü Levent Çalıkoğlu ise “Müzemiz bu sergiyle çağdaş sanattaki gelişmelere bir açılım sunarak bu konudaki samimiyetini güvenilirliğini ve kurumsal anlamdaki oturmuşluğunu gösterecek” diye konuştu.
Kurulduğu 2004 yılından bu yana yılda ortalama 500 bin kişinin ziyaret ettiği müze aynı zamanda William Kentridge’in ‘Üç Boyutlu At’, Yoko Ono’nun ‘Ex It’, Jennifer Sreinkamp’ın ‘Dikkat Çekici’, Sarkis’in ‘İmzalı Anonim III ve IV’ gibi işlerini de koleksiyonuna eklemiş. Temmuz ayında Fransa’da Türk Mevsimi kapsamında Paris L’Orangerie’de ‘Köprü 6’ isimli sergiyi açacak İstanbul Modern eylül ayında ise Türkiye’de çağdaş sanatın en önemli isimleri arasında yer alan Sarkis’in retrospektif nitelikli bir sergisine yer verecek. Sarkis’in 50 yıllık kariyerindeki işleri, 14 uluslararası müzeden yapıtlarla sergilenecek. 

bonusu da geliyor: "rakamların gücü adına"

biri bu durumu açıklasın!!!

7 Haziran’da sanat dünyasının kalbi Venedik’te atacak biliyorsunuz. 53. Venedik Bienali’nde Türkiye’yi ‘Lapses’ başlıklı proje temsil edecek. Serginin küratörü Başak Şenova. Sanatçılar ise Banu Cennetoğlu ve Ahmet Öğüt.
Venedik Bienali’ndeki Türkiye pavyonunun sponsorluğunu Garanti Bankası üstleniyordu. Ancak bu yıl vazgeçtiler. Sergiyi koordine eden İstanbul Kültür Sanat Vakfı çok kapı çaldı ancak ana sponsor bulamadı. “Dışişleri Bakanlığı’nın himayeleri” dışında başka sponsor adı yok ortada.
Bu arada geçen hafta Orta Asya Pavyonu’nun açılış davetiyesi elime geçti. Beral Madra bu yılki Venedik Bienali’nde Orta Asya Ülkeleri Pavyonu’nun küratörlüğünü yapıyor. Bu gerçekten gurur verici bir durum.
Ancak davetiyenin içindeki bir ibare dikkatimi çekti. 4 Haziran’da Palazzo Molin’deki açılış resepsiyonunun sponsorluğunu İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı üstlenmiş.
Beral Madra bu ajansta Görsel Sanatlar Yöneticisi. Yani Sayın Madra 2010 fonlarından kendisinin küratörlüğünü yaptığı bir projeye para çıkartmış.
2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti’yle Venedik Bienali’ndeki Orta Asya Pavyonu’nun nasıl bir ilişkisi var?
Hele sponsoru olmayan Türkiye Pavyonu dururken 2010 yetkililerinin neden Orta Asya pavyonunu desteklediklerini anlayamadım.
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı 2010 Ajansı’ndaki istifa depreminin ardından yaptığı basın toplantısında kurullarda görev alan kişilerin projelerine para verilmeyeceğini söylemişti.
Demek ki basın toplantısı süresince geçerliymiş bu durum.

26 Mayıs 2009 Salı

Telaşa Mahal Yok//No Room for Panic

Geçtiğimiz Ekim ayından itibaren düzenlediği sergilerle İstanbul güncel sanat ortamına taze bir soluk getiren Outlet//İhraç Fazlası Sanat’ın sezon sonu sergisi “Telaşa Mahal Yok//No Room for Panic” 29 Mayıs’ta açılıyor.

Ayşe Topçuoğulları (İzmir), Bengü Karaduman(İstanbul), Berat Işık(Diyarbakır), Ceren Oykut(İstanbul), Evrensel Belgin(İstanbul) ve Mehmet Ali Boran(Mardin)’ın militarizmi ve gölgesinde yaşanan hayatları gün yüzüne çıkaran çalışmaları bir araya geliyor.

Mekanın alt katında yer alan Outlet Proje Odası’nda ise, Mustafa Kunt’un “Zonk Zonk” isimli enstalasyonu ve Özlem Günyol’un çalışmaya paralel tasarladığı t-shirt tasarımları görülebilecek.

Ayşe Topçuoğulları bu topraklarda halen erkeklik kurgusunun ana kaynağı olan askerlik deneyimlerini fotoğraf karelerinden yola çıkarak aktarırken; Berat Işık kışkırtıcı müziğe uygun adımlarla yürüyen Kırmızılı Kadınıyla, klişe canlı bomba figürlerine sinematografik bir ironiyle yaklaşıyor. Marilyn Monroe’nun “Bazıları Sıcak Sever” filminin unutulmaz karesi, “You’re my Angel” şarkısıyla yeniden kurgulanıyor. Bengü Karaduman, karşılıklılık üzerinden kurguladığı ikili kağıt işleriyle, meseleye kişisellik katarken, Ceren Oykut, kalabalıkların ve akışın içinden seçip aldığı meseleleri yakınlaştırıyor. Militarizmin koyu gölgesi en “beklenmedik” anlarda sivil hayata sızıyor. Mehmet Ali Boran kahvehanede oturan gençleri kaynağı belirsiz bir sinyalle hazır ola geçiriyor. Başka bir kahvehanede ise üstünün aranması normalleşmiş gibi.. Evrensel Belgin’in huzur dolu bir manzaranın üzerine yerleştirdiği F16 siluetleri, ilk bakışta farkedilmese de izleyiciyi ürpertiyor.

Outlet Proje Alanı’nın konukları Özlem Günyol ve Mustafa Kunt enstalasyonlarıyla ezber bozuyorlar. “Zonk Zonk” isimli çalışmada kendinden geçmişçesine dans eden gençlerin görüntüleri duvar üzerindeki gölgelerle çakışıyor; üst üste binen görüntüler arası geçiş, farklılıkları bulanıklaştırıyor. Duvardaki siluetlerin gazete haberlerinden kesilmiş savaş mağdurlarına mı videoda dans eden gençlere mi ait olduğu belirsizleşirken yaşamın bağdaşamayacak iki tarafının farklı sebeplerle aldıkları benzer bedensel şekilleri somutlaşıyor. “Zonk Zonk” kültürel deneyimlerin görüntüleri kavrayışımız üzerindeki etkisini görünür kılıyor. Paralelinde tasarlanan tshirtler ise, gündelik hayata karışıyor..

“Telaşa Mahal Yok” sergisi 29 Mayıs’tan 4 Temmuz’a dek Salı’dan Cumartesi’ye 10.00-18.30 saatleri arasında görülebilir. (Tel: 0212 245 55 05)

No Room for Panic

Outlet Independent Art Space, having brought a new breath to the contemporary art world of Istanbul, presents the season’s last exhibition ‘No Room for Panic’ on the 29th of May.

Ayşe Topçuoğulları (İzmir), Bengü Karaduman (İstanbul), Berat Işık(Diyarbakır), Ceren Oykut(İstanbul), Evrensel Belgin(İstanbul) and Mehmet Ali Boran(Mardin) come together in this show to reveal life worlds affected by militarism.

It is also possible to see Mustafa Kunt’s installation ‘Zonk Zonk’ and Ozlem Gunyol’s tee shirt designs inspired from Kunt’s work downstairs, in the Outlet Project Room.

Ayşe Topçuoğulları tells us the story of ‘fictive manhood’ still being constructed through the experience of military service, while Berat Işık depicts with a cinematographic irony his ‘Woman in Red’, who walks rhythmically to suggestive tunes in his approach to living bombs. An iconic frame from Marilyn Monroe’s film Some Like It Hot is being re-edited with the song ‘You are my Angel’. While Bengu Karaduman brings a personal inclination to the issue of mutuality with her double-paper works, Ceren Oykut magnifies the incidents that she picked up from within the crowd. Out of the blue, the spectre of militarism slips into civil life. Mehmet Ali Boran makes youngsters sitting in coffeehouses come to attention with an undefined cue. In another coffeehouse it appears natural to be frisked… And Evrensel Bilgin’s installation of images of F16’s on to a peaceful landscape leaves a chilling impression on the viewer.

The guests of the Outlet Project Room, Ozlem Gunyol and Mustafa Kunt, break the conventions with their singular installations. Intertwining images of dancing youngsters meet up with shadows on the wall in such a way that the boundaries become blurred by their juxtaposition. While the images confuse the audience because of their indefinable origin – are these tormented victims of warfare or just dancing youngsters? - two antithetical sides of life now merge into similar and abstract silhouettes. ‘Zonk Zonk’ emphasizes the effect of our cultural experience on our conceptualization of images. The tee shirts that were designed in correspondence to the installation carry these images into daily life.

No Room For Panic will be open from the 29th of May till the 4th of July.
Tuesday-Saturday, from 10.00-18.30. (Tel: 0212 245 55 05)

20 Mayıs 2009 Çarşamba

9 Mayıs 2009 Cumartesi

Is it possible to shut your eyes and forget what you saw?


Erdağ Aksel@Galeri Nev

bunu diyen:
"bir darbeci generale dünyanın başka ülkesinde katil muamelesi yapılırken, ülkemizde ressam-sanatçı muamelesi yapıldığını yaşadık biz. Başka ülkelerde yargıdan kurtulmak için bunak rolünü yaptılar, bizim ülkemizde hálá alkışlanabiliyorlar. Bununla Türkiye kendi içinde, yüreğinde mutlaka hesaplaşmalıdır."
bunu da dedi:
''Nice yalanlar gördük. Ben bir yıl hatırlıyorum, Zeki Müren Türkiye'nin en büyük erkek sanatçısı, Bülent Ersoy ise en büyük kadın sanatçısı seçilmişti, böyle absürd, dramatik, toplumun aklının karıştırılmaya çalışıldığı dönemlerden geçtik''

Bugun: Amira@B.U//19 Ocak



Gecen Hafta//Gelin



Gecen Hafta//Hıdrellez



4 Mayıs 2009 Pazartesi

Krizden Sanat Çıkaranlar..

İzmir, Diyarbakır, Antakya, Berlin... Adresler farklı, teşhis aynı... Outlet İhraç Fazlası Sanat Galerisi'nin son sergisi 'Kişilik Krizi'nde yedi sanatçı, yedi ayrı dilden kriz hikâyeleri anlatıyor
‘İhraç fazlası sanat’ sloganıyla geçen yıl açılan sanat merkezi Outlet, dördüncü sergisi ‘Kişilik Krizi’nde çağın başka bir meselesini masaya yatırıyor. Serginin küratörü, Outlet’in kurucusu Azra Tüzünoğlu. Sergi ismini, adını duymaya alıştığımız krizden alıyor, sosyal-kültürel krizlerle bağ kurmayı hedefliyor.
Günlerini genç sanatçıların portfolyolarına bakmakla, yeni isimler araştırmakla geçirdiğini söyleyen Tüzünoğlu, sanatçıların bu döneme, kendi meseleleri üzerinden verdikleri cevaplar olarak yorumluyor çalışmaları. Başta birbirleriyle alakası yok gibi görünen işlerin yan yana gelişlerinin; farklı kuşak, gelenek, şehirlerden gelen sanatçıların değerlendirmeleri arasındaki benzerlik ve ayrışmaların net olarak görülebileceği bir sergi olduğunu da ekliyor.
Sergide yer alan sanatçıların hepsi genç, hatta bazılarının ilk sergisi. Portre üzerine çalışan Birtan Oran 24 yaşında İzmirli bir sanatçı. Birtan’ın resminde ayakkabı kutularının üstünde duran bir çift Adidas var. Bu, Birtan’ın kendini tanımladığı, bugünün marka kültürüyle yakından ilişkilendirilebilecek bir çalışma. Tüzünoğlu da aslında her gencin bir şekilde sahip olduğu ayakkabı dağlarını bugüne dair etkileyici ve tanımlayıcı bulduğu için sergiye davet ettiğini söylüyor Birtan’ı.
Bir diğer İzmirli sanatçı Murat Özdemir de, birbiriyle ilgisiz görünen parçalarla bir oto-portre çiziyor. Kuşlar, çığlık atan bir adam ve bir megafondan oluşan çalışmaya ‘Sessizlik’ ismini veren sanatçı aslında içindeki krizi bu öğeleri ters düz ederek anlatıyor.
Sergideki en etkileyici çalışmalardan bir diğeri de Gaziantepli Mehmet Vanlıoğlu’nun üç farklı görüntüyü yan yana getirdiği video çalışması. Videoda balık tutan bir genç (Mehmet Vanlıoğlu), yan tarafta yaşlı bir amca ve ikisinin ortasında, Vanlıoğlu’nun daha önce yaptığı boyacılık mesleğine atıfta bulunarak, bir fırçanın yukarı aşağı hareket etmesiyle ortaya çıkan farklı dijital portreler var. Mersin’de yoksul bir mahallede yaşlı amcanın baktığı yöne bir deniz görüntüsü yerleştiren sanatçının kendisi de bu denizde balık tutarak hayatı daha da yaşanabilir kılmaya çalışıyor.
Outlet Proje Alanı’nın konuk sanatçısı ise 1969 Arnavutluk doğumlu ve yaklaşık 15 yıldır İtalya’da yaşayan Adrian Paci. Onun videosunda da kendi yaşamından yola çıkarak sunduğu bir belirsizlik ve bunun krizi anlatılıyor. İtalya’ya göç eden mültecilerin geçici olarak bekletildikleri yerlerin sanatçıdaki izlerinden yola çıkan çalışma gerçekten görülmeye değer. Tamamen bekleme üzerine oluşturulmuş bu mekânları çıkış noktası olarak kabul eden sanatçı, San Francisco Havaalanı’nda yaptığı çekimlerde Amerika’da yaşayan gerçek mültecileri kullanmış. Videoda boş bir merdivenden uçağa çıkan mülteciler ve onların dakikalarca orada bekletilmesinden sonra gördüğümüz şoke edici görüntü: Merdivenin bitiminde aslında uçak yok.
Sergiye videosu ‘Lost Body’ ile katılan Erkan Özgen, kayıp bir zamanın izini sürüyor. Çocukluğun masumiyeti, postalların arasında yitiriliyor. İktidarın, sahalardan daracık sokaklara taşıp bu uzamlarda top koşturduğu, tribünlerden evlere geçerek oturma odalarını işgal ettiği bir zaman anlatılıyor çalışmada.
Diyarbakırlı genç sanatçı Barış Seyitvan ise, silah sesleri arasında kamerasıyla bir bahçeden koşarak kaçtığı görüntüsüyle katılıyor sergiye. Tamamen iyi niyetle gidilmiş bir bahçeden başka türlü bir kaçışın öyküsü...
‘Kişilik Krizi’ sergisi 23 Mayıs’a kadar Outlet İhraç Fazlası Sanat Galerisi’nde görülebilir.

Demirden bir elbise olarak ahlak
1985 Mardin doğumlu Fatih Tan, Mustafa Kemal Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü 4. sınıf öğrencisi. Tan, bir mizansen olarak tasarladığı fotoğrafı şöyle anlatıyor:
“Bu çalışma, tamamıyla kurgusal bir gerçeklikten oluşuyor. Nietzsche bir sözünde, ‘Arzularımız o kadar şiddetlidir ki bazen birbirimizi parçalamak isteriz. Ama topluluk duygusu bizi engeller ve böylece ahlak oluşur’ der. Ahlak burada kurgusal alanın belirleyicisi durumunu alır. Otorite güç veya rıza kullanarak insanlara bir şey dayatır, söylemini oluşturur. Bunu yapan akıldır. Aklın savunmacı ve kurumsallaşmaya dönük yapısı bunu gerektirir. İşte Nietszche’nin hedeflediği, balyozu vurmak istediği nokta burası. Kurgusal olarak biçimlendirilmiş ahlak, bedene giydirilmeye çalışılan demirden bir elbisedir. Beden sabit bir organizma olmadığı için sürekli devinimlerle arzular üretir. Yeni deneyimler yüklenmek ister.”

Değişim arayışının etiketi
Karma serginin sanatçılarından 1974 Almanya doğumlu Nasan Tur, Offenbach Sanat ve Tasarım Akademisi ve Städelschule Frankfurt Sanat Akademisi’nde eğitim gördü. Berlin’de yaşıyor. Tur, çalışmasını şöyle anlatıyor:
“‘Time for Revolution’ çeşitli bağlamlarda kullanılan bir ifade. Kitap başlıklarında, şarkı ve sanat eseri isimlerinde, seminer konusu olarak görebilir; dünyanın her köşesinde duvar yazısı olarak okuyabilirsiniz. ‘Time for Revolution’ değişim arayışının ifadesi, etiketi haline geldi. Otoriteye meydan okuyor ve daha iyisini, yeni alternatifleri bulmaya çabalıyor. ‘Time for Revollusion’ ise bu güçlü ifadede yapılmış küçük bir değişim. Hatalı şekilde yazılmış ‘Revollusion’ kelimesine fazladan bir ‘l’ harfi eklenmiş, ‘t’ harfinin yerini ise ‘s’ almış. İfade temel içeriğini koruyor fakat yazım hatası bu ifadeyi farklı okuma biçimlerine olanak veriyor. Bu hata talebin arkasındaki mesajı yeni bir seviyeye taşıyor; orijinal mesaj arka fona kayarken ifade saf ve masum bir havaya bürünüyor. Birçok insanın yapılan hatanın farkına varmayacak olması gerçeği de ayrıca bu kelime oyunun bir parçası...”
nihan bora@radikal

2 Mayıs 2009 Cumartesi