31 Ağustos 2009 Pazartesi

11th International İstanbul Biennial Opening Events

11th International İstanbul Biennial
September 12-November 8, 2009

WHAT KEEPS MANKIND ALIVE?
Curator: What, How and for Whom/WHW
Opening Events
September 10, 2009, Thursday
15.30-18.00Presentation and panel discussion: "Cultural Agencies"
A project curated by Nikolaus Hirsch, Philipp Misselwitz and
Oda Projesi (Ex-Platform Garanti Building, İstiklal Caddesi 136)
18.30-19.30Book launch: Brian Holmes, Escape the Overcode
Published by Van Abbemuseum, Eindhoven & WHW, Zagreb
(Ex-Platform Garanti Building, İstiklal Caddesi 136)
21.00Performance: Rabih Mroué, "The Inhabitants of Images"
(Emek Movie Theatre, Beyoğlu)
23.00Party (Xlarge İstanbul)

September 11, 2009, Friday
12.00-13.00Lecture: Hasan Nuhanovic, "Under UN Flag"
(Ex-Platform Garanti Building, İstiklal Caddesi 136)
14.00-16.00Presentation and panel discussion: "Refuge"
Curated by Can Altay and Philipp Misselwitz
(Ex-Platform Garanti Building, İstiklal Caddesi 136)
22.00-24.00Opening party (Liman Restaurant)

September 12, 2009, Saturday
13.30-14.30Book launch performance: Lisi Raskin, "Mobile Observation"
(Feriköy Greek School)
16.00-18.00Panel discussion: "Who Needs a World View?"
Developed by Brian Holmes & WHW
(Ex-Platform Garanti Building, İstiklal Caddesi 136)

17 Ağustos 2009 Pazartesi

masa da masaymış ha!


Geçen sanatçı kantinimiz Urban Cafe’ye uğrayınca kendimizi bir anda kalabalık bir açılışın ortasında bulduk. Urban yeterince kalabalık değilmiş gibi, bir de üzerine elinde birası/şarabıyla kokteyl konuşmaları yapan insanlar eklenmişti. Ergun, bir süredir geçici küçük sergiler yapıyor Urban’da ama bunlar öyle kalabalıkların toplandığı açılışlarla filan duyurulmuyor. Daha çok tesadüfen gördüğünüz, belki aaa kim çekmiş bu fotoğrafı dediğiniz belki de sessiz sedasız görünmeden geçen çalışmalar oluyordu.. Bu kez, Masa konuk olmuş Urban’a.
Masa, Urban’a gelince ister istemez, bir yemek masası//içki masası olarak kullanılsın beklentisi doğuyor. Belki meseleye herkes çok düz baktığından, belki tam da beklenen olunca içinden tuhaf şeyler doğabileceğinden bilmiyorum. Ama tüm bu konuşmalar arasında Şener, ben geçen yıl “Masa’da içki içmeyi önermiştim” dedi. Masadakilerin heyecanla karşıladığı bu öneri, fazlasıyla ciddiyetsiz bulunduğu için reddedilmiş. Hatta Önder’le Vahit’in söyleşisinde de “bir şeylerin geyiğini yapma” olarak görülüp, projenin reddedildiği de duyurulmuş:

ÖÖ: Masa 16 sergi yaptı bugüne kadar, gerçekleşen projeler dışında gerçekleşemeyen ve gelen ilginç önerilerden bahsedelim istersen. Şener Özmen’in rakı içelim önerisini hatırlıyorum. Başka nasıl proje önerileri geldi gerçekleşmeyen iptal edilen?

VT: Ciddiyetle gelen her türlü proje gerçekleşti, Masa’ya ben de bir şey koyayım diyip bunun arkasında duran işler sergilendi, yoksa bir şeylerin geyiğini yapma anlamında çok proje üretildi... Tabi burada Masa’nın hareketini gerçekleştirme isteği serginin sanatçısına ait, biz sadece destek olmaya çalışıyoruz, bu yüzden kamusal alana taşma isteklerinde kimi zaman sorunlar yaşanabiliyor.


Dönüp bakınca, “İddiali olmayan -büyük sahnelerde beylik oyunlar göstermeyen”, kenarda işleri desteklemeyi düstur edindiğini söyleyen Masa’nın, Edip Cansever’in Masa şiirini bilmediğini, bilip de Şener’in projesini anlamadığı, anlayıp da “ciddi”ye almadığı, üstelik tam da iddialı olmayan, “sistemle entegrasyon sorunu” olan bu projenin, iddiasız, herhangi büyük sergide yer alamayacak bi öneriyi reddetmiş olması bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirtiyor insana.. Doğrusu ben Masa’da sergilenenlerden çok reddedilenleri merak ediyorum artık. Tüm o ciddiyetsiz işlerin epeyce enteresan olabileceğine inanıyorum. Önder bir amme hizmeti yapsa da bugüne dek neler reddedilmiş bi söylese..
http://masaprojesi.blogspot.com/

sekvotka yazmis, gonderdi: eksisozluk'te
bonusu-  surda

15 Ağustos 2009 Cumartesi

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Sanat dersleri
Dersimiz Güncel Sanat, 2008 yılında, Azra Tüzünoğlu’nun Mimar Sinan Üniversitesi’nde, sanat sosyolojisi derslerine paralel olarak düzenlediği konuşma dizisinin metinlerinden oluşuyor. Aslen konuşma olarak dile gelmiş bu metinler, güncel sanat alanını oluşturan farklı dinamik ve kişiler arasında, ihtiyaç duyulan bir diyaloğun başladığını ve gelişmekte olduğunu müjdeliyor. Türkiye’de, 1990 sonrası güncel sanat tarihini kayda geçirmek ve yorumlamak için önemli bir kaynak oluşturuyor.
Özellikle ilk iki metin, hakkında çok fazla yazılmayan bir coğrafyaya ve henüz yazılmamış yakın tarihe baktıkları için önemli. ‘Güncel Sanatta Rüya Tabirleri: Rüyada Arazi Görmek’ sunumunda Şener Özmen, rüyada arazi görmeyi hayra yorarken, Diyarbakır’da, kendisinin de parçası olduğu sanat ortamı ile ilgili çok da iyimser olmayan saptamalarda bulunuyor. §ºErden Kosova, ‘Yavaş Kurşun’da, 12 Eylül darbesinden günümüze, sanat üretimini politik süreçlerle ilişkilendirerek, sanat ve siyasal alan arasındaki geçişkenliği ele alıyor. Darbe sonrası sanat üretiminde, “uluslararasılık ölçeğine karşılık gelecek bir ikonografya” aracılığıyla kurulan siyasal bağ, Susurluk sürecinde üreten bir sonraki kuşakta milliyetçilik eleştirisi ve ulusal bütünlüğü fetişleştiren ikonların eleştirel kullanımıyla evriliyor. 2000’li yıllara gelindiğinde, baskı ve kontrolün gündelik yaşamın her alanında kendini göstermesi, göç ve cinsel kimlik, sanatçıların uğraştığı meseleler oluyor.
‘Kurumlar+Kültür Politikaları’, ‘Galericilik+Koleksiyonerlik’ ‘İnsiyatifler’, ‘İstanbul Bienallerinin Türkiye Güncel Sanatındaki Yeri+İşlevi’ de kitapta yer alan metinlerden birkaçı. Neo-liberal ekonominin genişlemesi ve sermayenin sanata olan ilgisi, hemen hemen tüm metinlerde ele alınıyor. Adorno ve Horkeimer’ın Fordist üretim tarzının kültür alanına girişini sorunsallaştıran ‘kültür endüstrisi’ terimi ortak bir referans olarak beliriyor. Bu kavram, Burak Delier’in metninde, “sanatçının özerkliğinin yitirildiği, tam anlamıyla ‘işçileştiği’ karamsar bir vizyonu yansıtırken”; yeni medya ve bilişim teknolojileri ile çalışan sanatçılar için, telif hakkı ve sınırlı üretim gibi sanatın “değişim değeri’ni ön plana çıkaran düzenlemelerin sorgulanabileceği teorik bir zemin oluşturuyor. Sermayenin güncel sanata yönelmesiyle gerçekleşen kurumsallaşma, profesyonelliğin ve kariyerlerin ön plana çıktığı, eleştirel sanatın alanı ve imkânlarının daraldığı bir durum oluşturuyor.
İz Öztat

DERSİMİZ GÜNCEL SANAT
Derleyen: Azra Tüzünoğlu,
Outlet,
2009,
144 sayfa.