31 Mart 2009 Salı


Kişilik Krizi//Personality Crisis

Outlet//İhraç Fazlası Sanat, sergileriyle durağan güncel sanat ortamını canlandırmaya, harekete geçirmeye devam ediyor. 4 Nisan’da açılacak olan “Kişilik Krizi” sergisi, sanatçıların, kendi dönemlerinin meselelerine verdikleri içerden bir cevap!

Outlet; “kendi iç meselelerine” odaklanan 7 sanatçının “Kişilik Krizi” adlı sergisine ev sahipliği yapıyor. Barış Seyitvan(Diyarbakır), Birtan Oran(İzmir), Erkan Özgen(Diyarbakır), Fatih Tan(Mardin-Antakya), Nasan Tur(Berlin), Mehmet Vanlıoğlu(Mersin-İstanbul), Murat Özdemir(İzmir) yapıtları izleyiciyle buluşuyor.

Mekanın alt katı Outlet Proje Alanı’na ise, “centro di permanenza temporanea” isimli video ve fotoğraf çalışmasıyla, sanatçı Adrian Paci (Tirana-Milano) konuk oluyor.

Outlet’in giriş katında, farklı şehirlerden 7 sanatçının resim, fotoğraf, video çalışmalarında, kendi iç meselelerine ilişkin bakışları görünür oluyor.

Kriz çağının çocukları, kendi şarkılarını söylüyor. Hep bir ağızdan, başka dillerde, başka tonlarla.. Bazıları için küçük bir baş ağrısı problemi, bazıları içinse derin bir düş kırıklığı, aynalara baktırmayan. En çok da, erken büyüyen çocukların krizi ve hiç büyüyemeyen Peter Pan’ların.

Birtan Oran; otoportresi olarak tanımladığı çalışmalarında, tüketim çağının çocuklarının da portresini çiziyor; üst üste yığılmış kutuların üzerinde bir çift Adidas ayakkabı parlıyor. Nasan Tur, pek çok farklı alanda kullanılan bir sözü, “Time for Revolution”(Devrim Zamanı)çağrısını, tıpkı sokaklardaki diğer grafittiler gibi, yeniden yazmak istiyor. Ancak küçük bir dil sürçmesiyle, “Revolution”, “Revollusion” oluyor. Yazımdaki bu beceriksizlik/başarısızlık, anlamları çoğaltıyor, yeni anlamlar için sözcüğün içinde yer açıyor. Murat Özdemir, geçmişten gelen bir çığlığı resmine akıtıyor. Sessizlik ismini verdiği serisi, iç sesinin ifadesi oluyor. Erkan Özgen, videosu “Lost Body”de, kayıp bir zamanın izini sürüyor. Çocukluğun masumiyeti, postalların arasında yitiriliyor. Gündüzleri inşaat boyacılığı, palyaçoluk işleri yapan sanatçılar, Mehmet Vanlıoğlu ve Barış Seyitvan, yaşamlarını kazanmak için verdikleri uğraşıyı, sanatsal üretimlerine de aktarıyorlar. Vanlıoğlu, videosuyla boya yapıyor, balık tutuyor, Seyitvan ise, gece eve döndüğünde, günün muhasebesini videonun objektifinin karşısında yapıyor. Fatih Tan, fotoğraf çalışmasında, izleyiciyi umursamazlıkla yüklü bir gerilime sürüklüyor. Bir sanatçı, bir eleştirmen ve bir suikastçı yanyana geldiğinde, en çok Nietzsche’ye yaraşır bir an’da izleyici asılı kalıyor.
Outlet Proje Alanı’nın konuğu; 1969’da Arnavutluk’ta doğan sanatçı ADRIAN PACI 1997 yılından beri Milano'da yaşamakta. Doğduğu topraklar olan Balkanlar'daki durumları anlattığı bir dizi son derece güçlü eser üreten Paci, “Centro di permanenza temporanea” çalışmasında, geçmişi ile yeni durumlara bağlanması arasında ironik bir bağ kuruyor. Bir ülkeden diğerine, umutla; daha mutlu bir geleceğin, zenginliğin, huzurun umuduyla harekete geçen işçi-mültecilerin resmini kendi durumuyla kesiştiriyor. Bir yerden bir yere hareket etmek zorunda olan işçilerin “yolları”, alışılageldiği üzere küçük, sıkışık bir otobüste değil, apronda kesişiyor. Havaalanında bir uçağa binme sırası oluşuyor. Bu çalışma; en çok kendiyle alay etmeyi seven sanatçının, bir “homo-balkanicus” portresi olarak da okunabilir.

“Kişilik Krizi”nin açılışında İstanbul’da bulunacak olan sanatçı, bu sergiye paralel olarak 4 Nisan Cumartesi günü saat 14:00’te Garanti Galeri- Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi’nde son dönem üretimlerine odaklanan bir konuşma gerçekleştirecek.

“Kişilik Krizi” sergisi 4 Nisan’dan 23 Mayıs’a dek Salı’dan Cumartesi’ye 10.00-18.30 saatleri arasında görülebilir. (Tel: 0212 245 55 05)


OUTLET HAKKINDA
Outlet, sosyal ve kültürel adaletsizliğin bunca derinleştiği bir ortam/zamanda, lüks olarak görülen sanatı, kitlelerle buluşturma girişimidir. Outlet; müzeler, enstitüler, banka galerileri, kurumlar arasında giderek sıkışan sanat ortamı için bir nefes alma alanı yaratmayı ve yenilikçi, risk alabilen projeler gerçekleştirmeyi hedefler.
Sanatın gündemini takip etmek isteyenlerin yeni adresi Outlet; Canan Pak, AYK, MAS Matbaası, BenQ, The Point Otel, Beck’s, Coca Cola, Netcopy Center ve Derin Design’ın sponsorluğuyla Azra Tüzünoğlu tarafından yürütülmektedir.

Outlet Proje Alanı: Sanatçıların özgün/farklı çalışmalarına ev sahipliği yapmak, yeni projeler üretmeyi desteklemek amacını taşır. Türkiye’den ve dünyadan sanatçıların davet edilmesi ve/ya başvurularla şekillenen proje alanı; Outlet’te aynı anda birbiriyle ilintili farklı sergiler görmeyi mümkün kılar.

ZAMAN:
Açılış Kokteyli – 4 Nisan Cumartesi, 18:30 - 20:30
Sergi: 6 Nisan Pazartesi – 23 Mayıs Cumartesi
Ziyaret saatleri: Salı-Cumartesi 10:00 – 18:30

MEKAN:
Outlet//İhraç Fazlası Sanat Galerisi
Boğazkesen Cad.
Kadirler Yokuşu No:69
Tophane-İstanbul

--------------------------------------------------

“Personality Crisis”+ “Centro di Permanenza Temporanea”

Outlet//Independent Art Space continues to bring dynamism to the contemporary art scene of the city. The gallery’s forth exhibition “Personality Crisis”, which opens on April 4th, is the internal response of the artists to the contemporary issues.

Personality Crisis includes the works of seven artists who are preoccupied with their 'personal issues’. Paintings, photography and video works by Barış Seyitvan (Diyarbakır), Birtan Oran (İzmir), Erkan Özgen (Diyarbakır), Fatih Tan (Mardin-Antakya), Mehmet Vanlıoğlu (İstanbul), Murat Özdemir (İzmir) and Nasan Tur (Berlin) come together in the ground floor space.

Downstairs in the Outlet Project Room is Adrian Paci’s video Centro di Permanenza Temporanea.

Birtan Oran's works depict as much himself as the children of the consumer age in general; on a pile of boxes stands a pair of Adidas trainers, all shiny.
Nasan Tur, uses the widely popular slogan "Time for Revolution" as a template for a spray-painting, yet re-writing this grafitti with a little différance: mending "Revolution" to "Revollusion". The "failure/error" of this writing multiplies the meanings and thus opens up the signifier. Murat Özdemir transports a cry form the past into his painting. The series, called "Silence", expresses his inner voice. Erkan Özgen follows the trail of a begotten time in his video "Lost Body". The innocence of childhood vanishes in between the soldiers boots. In their day jobs the artists Mehmet Vanligoglu and Baris Seyitvan work as house painters or clowns. Their struggle to make ends meet gets mirrored in their artistic production. Vanlioglu, in his video, paints the walls and goes fishing whereas Seyitvan tapes his bookkeeping for the day, late at night. Fatih Tan, in his photographic work, drags the spectator into a thriller brimming with nonchalance. An artist, a critic and an assassin, side by side, are hooking the onlooker to the snapshot of a nietzschean instant.

The invitee of the Outlet Project Space is 1969 born ADRIAN PACI. The Albanian artist lives in Milano since 1997. Having created an impressive series of artworks on the situations of his native Balkan's, Paci, in his new piece “Centro di Permanenza Temporanea” creates an ironic link between the bygone and the new. Willing to travel from one country to another, full of hope, hoping for a more fortunate, more prosperous and peaceful future, the depicted migrant workers are crossed with the artist's own circumstances. Obliged to move from one place to another, the migrants do not cross one another in the habitually tiny, crowded coach but on an aircraft stairway, trying to board a plane. But old habits die hard and a row is forming itself. This work by Adrian Paci, known for his habit of mocking himself, can also be read as the depiction of the "homo balkanikus" predicament.

The exhibition will be open from April 7th until May 23rd. Opening hours are from Tuesday to Saturday between 10.00 and 18.30.

Outlet is a venture to bring art, regarded as a luxury commodity, to the masses, in a time and space where social and cultural inequity is ever more deeply entrenched. Outlet hopes to provide an innovative and vigorous platform for an artistic context wedged between the city's many bank galleries, private institutions and museums. Outlet Project Room will host distinctive works by artists from Turkey and abroad, as well as helping to support the production of new projects with the desire to intertwine a commercial and a non-profit project space to encourage new attitudes and conversations.
Outlet is run by Azra Tüzünoğlu with support of Canan Pak, AYK, Mas Printing, BenQ, Point Hotel, Beck’s, Coca Cola, Net Copy Center and Derin Design.

WHEN:
Vernissage - Saturday, 4 April, 2009 from 6.30 to 8.30 p.m.

Exhibition: Tuesday, 7 April – Saturday, 23 May

Gallery Hours: Tuesday to Saturday, 10 a.m. to 6.30 p.m.

WHERE:
OUTLET//Independent Art Space
Boğazkesen Cad.
Kadirler Yokuşu no:69
Tophane-Istanbul
Turkey
0212 245 55 05

30 Mart 2009 Pazartesi

28 Mart 2009 Cumartesi


YEM, Nesneye Karşı isminde bir konferans dizisi hazırlamış. 1 Nisan'da Kengo Kuma geliyor ama beni asıl heyecanlandıran Shigaru Ban! Kağıt mimarı ya da ilahı. kesinlikle kaçırmamak gerek. 
99 depremi icin Turkiye'de yaptığı konutların fotograflarını aradım ama hiçbir kaynakta bulamadım. aslında sadece 1 yıl için yapılmış bu geçici konutların 5-6 yıl kullanıldığı kulagıma çalınmıştı. heyecanla bekliyorum.

27 Mart 2009 Cuma

mesaj kaygılı sanat yapma biçimine alerjim var.. 
oysa dünyanın orjinine bakmak hala ne kadar umut verici!

26 Mart 2009 Perşembe

25 Mart 2009 Çarşamba

parti1+parti2+...


Ayağımızın tozuyla döndük, kendimizi memleketin seçim tüketiminde bulduk. gökyüzü afişten görünmüyor, sesten çalışamaz hale geldik. malum, karşı köşedeki kahvehane de seçim bürosu oldu. beyoğlu'nda kimin kazanacağı konusunda hiç şüphemiz yok! mahallemizin sakinlerini yakinen tanımaktayız.dun, mahalleli başkan adayları da bizi tanımaya geldi.
once bir gurultu ve kalabalıgı peşisıra taşıyan ahmet misbah demircan teşrif ettiler. maaşlı fotoğrafçılar, korumalar, özel kalem müdürleri, asistanlar bayaa kalabalık ve oldukça profesyonel görünen bir ekiptiler. kuşkusuz, bunda zaten kazanacak olduğunu bilmenin ve o koltukta bir süredir ikamet etmenin de katkısı büyük. biz demircan'i daha yaşını başını almış sanırdık, değilmiş. benim dünkü liseyi kırmış çocuk halim kadar olmasa da, oldukça mahcup ve genç biri. ne vaadler verdi ne de ne yapmak istediklerini anlattı.mfö'nün mazhar'ı ile evli olduğu üstüne basarak tarafıma tanıştırılan biricik suden hanımı, bu seçim kalabalığına karıştırmışlar. belediye meclis üyesi filan olmak istiyor sanırım. demircan,bir sonraki sergiye gelmek istediğini söyledi. davetiye verdim. başkan gelince kurban değil ama kurdele keseriz artık :)))

az zaman geçti geçmedi, Chp'li başkan adayı teşrif ettiler: mustafa dolu. gene büyük bir ekip, bu kez çiçek verilmiyor ama aynı photoshoplu studyo fotografları ve içinde okunacak hiçbir şey olmayan broşürlerle.."burası çok çağdaş bir yer" diyen parti üyelerine tuhaf tuhaf bakıyoruz.. ve sanata-kültüre yönelik bir politika üretme kaygısı güdüyor mu  bu başkan adayları soruyoruz. ebru veyahut hat sanatı ya da atatürk'ün en sevdiği resimlerin ötesine geçebilecek bir vizyonları var mı? varsa nedir, nerde yazar bunlar?
bugun dogan hizlan bile belediyelerin kültür-sanata yaklaşımı konusunda yazmış. belediyelere soracak sorularımız var, dinlemek isteyen?

22 Mart 2009 Pazar

yazı epeyce uzundu, kısalmış hali bugünkü Sabah'ta..


Körfez'de sanat rüzgârları esiyor
AZRA TÜZÜNOĞLU / SHARJAH
21.03.2009
9'uncu Sharjah Bienali, Türkiye'den Halil Altındere ve Ayşe Erkmen'in de katılımıyla gündemde. Kutluğ Ataman'a ise, Dubai Emiri tarafından 1 milyon dolarlık Abraaj Capital Sanat Ödülü verildi..
Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) Sharjah Bienali, bu yıl kapılarını dokuzuncu kez ziyaretçilere açtı. Dr. Şeyh Sultan bin Muhammed El Kasımi'nin hamiliğinde yapılan bienalin küratörleri Isabel Carlos, artistik direktörü ise Jack Persekian. 16 Mart-18 Mayıs arasında, Mart Buluşması başlığıyla konferans ve workshopların gerçekleştiği bienale, Türkiye'den Halil Altındere ve Ayşe Erkmen katılıyor. Gelecek için Provizyonlar başlığı altında, özellikle Ortadoğulu sanatçılara yer verilen bienalde, Gelecek Günlerin Geçmişi başlıklı bir video ve film programı ve workshoplar ile seminerlerden oluşan Mart Buluşması yer alıyor. Bidoun kültür dergisi ekibi tarafından gerçekleştirilen Mart Buluşması, eğitimden mimariye, performanstan küratöryal çalışmalara pek çok disiplinden alanında uzman kişileri yanyana getiriyor. İlk günkü konuşmacılar arasında dünyanın en önemli mimarlarından Rem Koolhas'ın da bulunduğu toplantılardaki ana gündem, ithal değil, yerelle ilişkilenen bir sanatsal bağının kurgulanması gerekliliğiydi. Abu Dabi'de yer alacak Guggenheim ve Louvre projelerinin geleceği de, toplantıların ana gündem konularındandı. Türkiye'den Didem Özbek ve Osman Bozkurt'un (PİST) katılımcıları arasında olduğu küratöryal workshoplarda ise, Ortadoğu sanat dünyası içinde bir diyalog yaratmanın, sanatçıya ve sanat yapıtı üretimine destek olmanın yolları konuşuldu. Görece küçük boyutlu bu bienalin ana mekânı olan Sanat Müzesi girişinde, Halil Altındere'nin mekâna özgü çalışması Şeyh'in Portresi yer alıyor. Müzenin demirbaşlarından olan portrenin arkasına gizlenen dev para kasası, burjuva evlerinin vazgeçilmez alışkanlığı ile dünyanın finans merkezlerinden biri olan Birleşik Arap Emirlikleri'nin yönetimi ve imajı arasında bir paralellik kuruyor; izleyicileri kaygıyla gülümsetiyor. Müzenin avlusundaki petrol havuzu ve avluyu gören koridora verilen su damlası sesleri, emirliklerin gelir kaynakları ve değer arasındaki tuhaf dengeleri gösteriyor. Ayşe Erkmen ise, pavyonun yamuk duvarlarını ve gereğinden yukarda duran ışığını 'düzelterek', şimdi oldu diyen bir mekân müdahalesi gerçekleştiriyor. Bu çalışma, mekânda kırıp dökmelere izin vermeyen bienal için bir eleştiri olarak da okunabilir. Öte yandan, bienal mekânlarından Serkal House'da ise, Laurent Grasso'nun neonla yazdığı Arapça metinle karşılaşmak, mümkün. Oldukça dağınık bir sergi görünümünde olsa da Sharjah Bienali, içerdiği onlarca ilginç yapıtla iyi niyetli ve Ortadoğu'nun geleceğine dair umut verici bir girişim. Uluslararası Sharjah Sanat Bienali, şimdilik sadece yabancıların ilgilendiği bir etkinlik. Ancak belki ileriki günler, sürekli alternatifler arayan bu ülke içinde, sanatın da alternatif kanallar bulması yönünde itici bir güç olabilir.
bkz: sabah, sharjah biennial, bidoun, abraaj capital art prize, sheikh sultan muhammeed al qasimi

20 Mart 2009 Cuma

Sharjah Bienal Al Qasimi/V.1


günler dolup taştığından yazmaya vakit bulmak güçleşiyor. önce
bienalden başlayalım:
sharjah bienali açılışı dün sabah sheikh'in katılımıyla gerçekleşti.
kırmızı halı seramonisi ve kulislerde "bu ilk kez oluyor" denilen el
sıkma töreni.. canlı yayın arabaları, sheik'in dublorleri, polisler,
siviller, plakasız limuzinler.. hersey oldukca tuhaftı. açılış
konuşması filan olmadı. burda "devlet erkanı" konuşmayı pek sevmiyor.

ne kadar az görünür ve konusursa o kadar iyi sanırım. ismi ve ardında
bıraktıgı imaj gucleniyor. sergi birkaç mekana yayılmış. ana mekan
sanat muzesi, karsısında tarihi bir alanın içinde birkaç mekan daha
var. müze, buraların en tarihi yeri-2 yıl önce yapılmış:)) o yuzden
duvarlara civi çakmak, ya da kırmak, bozmak hersey yasak! sanatcıların
kendilerine ait pavyonları var. her sanatcı bir ya da birkaç pavyon
alabiliyor. o alan içine işini yerleştiriyor. girişte halil'in
çalışması var. herkes ya işi görmeden geçiyor onunden-zira o portre
zaten hep ordaydı- ya da bayaa gülüyor sonra da korkuyla "bu halil
denen cocuk hala yasıyor mu" diyorlar. zira portrenin arkasına
gizlenmiş koskocaman bir kasa var. bildiginiz para kasası.. bu sabah,
bana sanatcısı kim bu işin diye soran televizyoncular halille
tanıstıktan sonra, taklidini yaptılar. cocuk sheikh gibi, halil sen mi
yaptın bu işi diyor digerine, o da evet efendim diye boynunu bukuyor.
sheikh halili tokatlıyor bi guzel:)) sabahın en eglenceli anı, bu tvci
cocukların esprileriydi.

sheikh muzeden esti ve gecti. jack ve isabel oyle el pence divan
durunca, buralara epeyce bi korku saldıgını anladık adamın.
seyh'le ortak bir işi çok begendik:)) japon sanatcı hiroyuki'nin son
teknoloji ile üretilmiş, led fotorafları. 2. dunya savası esnasında
çalışmaları kaybolan, yakılan, yok edilen friedrich isimli bir
sanatçının çalışmalarını, bugun yeniden üretiyor. ve bunu dunyanın
cesitli yerlerindeki 280 cekim sonucunda,imajları, kendi ürettiği bir
programla yanyana getirerek yapıyor. siyah duvarlarda, geçmişin
bugunden yeniden yapılmış imajları.. çok tuhaf bir hissiyatı vardı bu
işlerin. sanatcısı muthis bi adam. tum bu led teknolojisini, pleksi
cerceveleri, programlamaları hepsini kendi yapmıs. gercekten
inanılmazdı.
serginin girişindeki diğer işler, sıkıcı kavramsal ve dunyanın diger
tum sergilerinde görebileceginiz cinstendi. sadece salonun en arka
kısmındaki köpekli labirent çok etkileyici bir çalışmaydı. sanatcı,
austwitczteki katliamı çok taze bir anı gibi yeniden canlandıran bi iş
yapmış. simsiyah boyanmış bir labirentin içine yerleştirdiği küçük
projektörlerde köpekler gösteriyor. bunlar kudurmuş, çok sinirli
köpekler. siz karanlıkta yolunuzu ararken bi anda korkunc bir ses
arkanızdan sizi takip ediyor ve karsınıza bi ısık cıkıyor ama o ısık,
korkunc bir kopegın agzını gosteriyor. baya gerginlik yaratan bir
işti.
serginin devamı alt katta.
alt kata inerken sagda "insallah" yazan bir neon var. Larsen'in. burda
sanatcılar hep arapça neonlar kullanmayı tercih ediyorlar. sanıyorum
kaligrafik geliyor. baska bi sebebi olamaz. zira hem burda herkes
ingilizce konusuyor hem de zaten buranın halkı oyle sergi filan
gezmiyor. yani, sanatcılar baska kaygılarla bu arap harflerini
seviyorlar.
alt katta ayse erkmenin zannettigimiz ama onun olmayan ve gercekten
ayse erkmenin olan çalışmalar var.. erkmen, pavyonun yapmuk
duvarlarını ve ustte duran ısıgını "duzelterek" şimdi oldu diyen bir
iş yapıyor. her zamanki gibi, mekanla oynayan bir erkmen işiyle karsı
karsıyayız. erkmen sandıgımız iş de, pavyonun duvarlarının içinde,
iç içe duvarlar duvarlar duvarlar....

daha cok sey var anlatacak.
ama simdi sokaga cıkmak icin en uygun zaman:)

16 Mart 2009 Pazartesi

sharjah//on air


Sharjah'dayız! Bu 5. günümüz. Plaj, havuz, mall ucgeninin ne kadar sıkıcı olabilecegini tahmin edebilenler, March Meeting'in ruhumuza iyi geldigini dusunmesinler.
Adı guzel, kendi ilk gunu "eh!" geçen bu konuşmalar, aslında middle east icin onemli bir karsılasma alanı. gecen yılki mart bulusması raporu sadece arapca basıldıgından ne olup bittigi konusunda kısıtlı bilgiler edinebildik. bugun sharjah bienali anlatımıyla baslayan konusmaların 2. seansında agır toplar vardı. Once adını sanını pek duymadıgımız Taskent Bienali, sonra Thomas Krens ve ve ve Rem Koolhaas. Mimarlar konusmaya baslayınca, tüm bu UAE hikayesi daha enterasan bir gorunum alıyor. Once billion dolarlık Louvre "French"aiseı, sonra Abu-Dhabi Guggenheim Projesi ve bu "freak, weird, absurd" yasam içinde Koolhaas "back to basic" diyor. ve kendi referansları arasına Vogue'un Anna Wintour'ının onsozlerinden birini yerleştirebiliyor. dunyanın tum tuhaf binaları vs dubainin ve abu dhabi ve sharjah'nın binaları.. bu "arz"uya baglı sacmalıkların sonuna geldik ve kriz bize baska turlu yasamayı, organize etmeyi, dizayn etmeyi ogretecek umarım diyordu..



3. seanslarda bir dizi kitap tanıtımı dinledik. once bidoun'un calıskan cocukları antonia, lara ve huda, sharjah bienali icin hazırladıkları kitabın arka planını anlattılar. bu bitmemiş, yapım halindeki kitap fikri sanırım bu ulkenin kendisinden kopup geliyor. zira hersey yapım halinde ve sanki hiç bitmeyecekmiş gibi burda.. hazırladıkları bir kucuk anketi bienal sanatcılarına gonderip, yanıt istiyorlar. sonra, projelerinin taslaklarını ve sharjahyı ilk ziyaretlerinden topladıklarını vs vs.. sonucta, renkli, dusunulmus ama uzun uzadıya degerlendirmeler okumak isteyenleri tatmin etmeyecek bir kitap cıkmıs.
tarek al-ghoussein'in kitabı absentia ve rasha salti ve ziad antarın ortak calısmaları bereft beirut kitapları sunuldu. cok enteresan olduklarını soylemek isterdim.. sweet tasting & lecture tuhaf adlı konusmaya katılmadık. arkası yarın.

11 Mart 2009 Çarşamba

10 Mart 2009 Salı

5 Mart 2009 Perşembe

cuma'ya!


Wallerstein karaborsa, biz Kamusal Alanda Sanat konuşmasına gidiyoruz!

3 Mart 2009 Salı

film/video


ege berensel'in ankara film festivali icinde, "turkiye'de video sanatının 35 yılından 35 video" programı:
ankara film festivali
bir de nil yalter ozel gosterimi var imiş.
benzer bir program istanbul film festivali içinde de olacak.
film festivallerinin içine sızan bu video gosterimlerinin nasıl bir açılım sağlayacagını merak etmekteyim.