İzmir, Diyarbakır, Antakya, Berlin... Adresler farklı, teşhis aynı... Outlet İhraç Fazlası Sanat Galerisi'nin son sergisi 'Kişilik Krizi'nde yedi sanatçı, yedi ayrı dilden kriz hikâyeleri anlatıyor
‘İhraç fazlası sanat’ sloganıyla geçen yıl açılan sanat merkezi Outlet, dördüncü sergisi ‘Kişilik Krizi’nde çağın başka bir meselesini masaya yatırıyor. Serginin küratörü, Outlet’in kurucusu Azra Tüzünoğlu. Sergi ismini, adını duymaya alıştığımız krizden alıyor, sosyal-kültürel krizlerle bağ kurmayı hedefliyor.
Günlerini genç sanatçıların portfolyolarına bakmakla, yeni isimler araştırmakla geçirdiğini söyleyen Tüzünoğlu, sanatçıların bu döneme, kendi meseleleri üzerinden verdikleri cevaplar olarak yorumluyor çalışmaları. Başta birbirleriyle alakası yok gibi görünen işlerin yan yana gelişlerinin; farklı kuşak, gelenek, şehirlerden gelen sanatçıların değerlendirmeleri arasındaki benzerlik ve ayrışmaların net olarak görülebileceği bir sergi olduğunu da ekliyor.
Sergide yer alan sanatçıların hepsi genç, hatta bazılarının ilk sergisi. Portre üzerine çalışan Birtan Oran 24 yaşında İzmirli bir sanatçı. Birtan’ın resminde ayakkabı kutularının üstünde duran bir çift Adidas var. Bu, Birtan’ın kendini tanımladığı, bugünün marka kültürüyle yakından ilişkilendirilebilecek bir çalışma. Tüzünoğlu da aslında her gencin bir şekilde sahip olduğu ayakkabı dağlarını bugüne dair etkileyici ve tanımlayıcı bulduğu için sergiye davet ettiğini söylüyor Birtan’ı.
Bir diğer İzmirli sanatçı Murat Özdemir de, birbiriyle ilgisiz görünen parçalarla bir oto-portre çiziyor. Kuşlar, çığlık atan bir adam ve bir megafondan oluşan çalışmaya ‘Sessizlik’ ismini veren sanatçı aslında içindeki krizi bu öğeleri ters düz ederek anlatıyor.
Sergideki en etkileyici çalışmalardan bir diğeri de Gaziantepli Mehmet Vanlıoğlu’nun üç farklı görüntüyü yan yana getirdiği video çalışması. Videoda balık tutan bir genç (Mehmet Vanlıoğlu), yan tarafta yaşlı bir amca ve ikisinin ortasında, Vanlıoğlu’nun daha önce yaptığı boyacılık mesleğine atıfta bulunarak, bir fırçanın yukarı aşağı hareket etmesiyle ortaya çıkan farklı dijital portreler var. Mersin’de yoksul bir mahallede yaşlı amcanın baktığı yöne bir deniz görüntüsü yerleştiren sanatçının kendisi de bu denizde balık tutarak hayatı daha da yaşanabilir kılmaya çalışıyor.
Outlet Proje Alanı’nın konuk sanatçısı ise 1969 Arnavutluk doğumlu ve yaklaşık 15 yıldır İtalya’da yaşayan Adrian Paci. Onun videosunda da kendi yaşamından yola çıkarak sunduğu bir belirsizlik ve bunun krizi anlatılıyor. İtalya’ya göç eden mültecilerin geçici olarak bekletildikleri yerlerin sanatçıdaki izlerinden yola çıkan çalışma gerçekten görülmeye değer. Tamamen bekleme üzerine oluşturulmuş bu mekânları çıkış noktası olarak kabul eden sanatçı, San Francisco Havaalanı’nda yaptığı çekimlerde Amerika’da yaşayan gerçek mültecileri kullanmış. Videoda boş bir merdivenden uçağa çıkan mülteciler ve onların dakikalarca orada bekletilmesinden sonra gördüğümüz şoke edici görüntü: Merdivenin bitiminde aslında uçak yok.
Sergiye videosu ‘Lost Body’ ile katılan Erkan Özgen, kayıp bir zamanın izini sürüyor. Çocukluğun masumiyeti, postalların arasında yitiriliyor. İktidarın, sahalardan daracık sokaklara taşıp bu uzamlarda top koşturduğu, tribünlerden evlere geçerek oturma odalarını işgal ettiği bir zaman anlatılıyor çalışmada.
Diyarbakırlı genç sanatçı Barış Seyitvan ise, silah sesleri arasında kamerasıyla bir bahçeden koşarak kaçtığı görüntüsüyle katılıyor sergiye. Tamamen iyi niyetle gidilmiş bir bahçeden başka türlü bir kaçışın öyküsü...
‘Kişilik Krizi’ sergisi 23 Mayıs’a kadar Outlet İhraç Fazlası Sanat Galerisi’nde görülebilir.
Demirden bir elbise olarak ahlak
1985 Mardin doğumlu Fatih Tan, Mustafa Kemal Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü 4. sınıf öğrencisi. Tan, bir mizansen olarak tasarladığı fotoğrafı şöyle anlatıyor:
“Bu çalışma, tamamıyla kurgusal bir gerçeklikten oluşuyor. Nietzsche bir sözünde, ‘Arzularımız o kadar şiddetlidir ki bazen birbirimizi parçalamak isteriz. Ama topluluk duygusu bizi engeller ve böylece ahlak oluşur’ der. Ahlak burada kurgusal alanın belirleyicisi durumunu alır. Otorite güç veya rıza kullanarak insanlara bir şey dayatır, söylemini oluşturur. Bunu yapan akıldır. Aklın savunmacı ve kurumsallaşmaya dönük yapısı bunu gerektirir. İşte Nietszche’nin hedeflediği, balyozu vurmak istediği nokta burası. Kurgusal olarak biçimlendirilmiş ahlak, bedene giydirilmeye çalışılan demirden bir elbisedir. Beden sabit bir organizma olmadığı için sürekli devinimlerle arzular üretir. Yeni deneyimler yüklenmek ister.”
Değişim arayışının etiketi
Karma serginin sanatçılarından 1974 Almanya doğumlu Nasan Tur, Offenbach Sanat ve Tasarım Akademisi ve Städelschule Frankfurt Sanat Akademisi’nde eğitim gördü. Berlin’de yaşıyor. Tur, çalışmasını şöyle anlatıyor:
“‘Time for Revolution’ çeşitli bağlamlarda kullanılan bir ifade. Kitap başlıklarında, şarkı ve sanat eseri isimlerinde, seminer konusu olarak görebilir; dünyanın her köşesinde duvar yazısı olarak okuyabilirsiniz. ‘Time for Revolution’ değişim arayışının ifadesi, etiketi haline geldi. Otoriteye meydan okuyor ve daha iyisini, yeni alternatifleri bulmaya çabalıyor. ‘Time for Revollusion’ ise bu güçlü ifadede yapılmış küçük bir değişim. Hatalı şekilde yazılmış ‘Revollusion’ kelimesine fazladan bir ‘l’ harfi eklenmiş, ‘t’ harfinin yerini ise ‘s’ almış. İfade temel içeriğini koruyor fakat yazım hatası bu ifadeyi farklı okuma biçimlerine olanak veriyor. Bu hata talebin arkasındaki mesajı yeni bir seviyeye taşıyor; orijinal mesaj arka fona kayarken ifade saf ve masum bir havaya bürünüyor. Birçok insanın yapılan hatanın farkına varmayacak olması gerçeği de ayrıca bu kelime oyunun bir parçası...”
nihan bora@radikal
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder