5 Şubat 2009 Perşembe

Berrin Karakaş//Tempo 24

Tak motoru masaya (05.02.2009)

Memleketimde bir sergiye gitmenin, sonra da kendimi memlekete vermenin hastasıyım. Dün örneğin, Azra Tüzünoğlu’nun galerisi Outlet’te “Yaratıcı Yıkım” isimli bir serginin açılışına gittim. Yaratıcı Yıkım’ın hasına yolda denk geldim. Tophane’den Taksim’e çıkan yokuşta, “Yavaşla kardeş” anlamına gelen yol dikenlerinden birinin üzerine kallavi bir halat döşemek suretiyle “Yavaşla kardeş’i yıkıma uğratmış halkım. İşlevsiz kılmış. İşte Yaratıcı Yıkım! Canım halkım. Halkımın da hastasıyım. Zaten memleketin dört yanı güncel sanat. Nereye baksan bir şahika. Ben son zamanlarda kendimi flaneur’lüğe adadığımdan, bu gerçeğin fazlasıyla farkındayım. “Kent içi” durumlara odaklanan altı sanatçının ev sahipliği yaptığı sergiye kesinlikle gidelim derim. Outlet, İhraç Fazlası Sanat mottosuyla Tophane’de, Boğazkesen Caddesi’nde. Azra Tüzünoğlu tek tabanca iyi kotarıyor bu işi. Güzel işler bulup çıkartıyor dünyanın ve de Türkiye’nin dört yanından.

Bildiğiniz gibi sevgili okuyucular, hepimizin ömrü masa başında geçiyor. Masa başlar olmuşuz hatta biz. İşte biz masa başlar için yapılmış çok şahane bir video izleyeceksiniz sergide. Allora ve Calzadilla’nın videosunda ters çevrilmiş ve de arkasına motor takılmış bir masa göreceksiniz. Bu masa ile engin maviliklere açılmış gitmiş amca. Yazımı bitirdikten sonra ben de masadan uçak yapmayı deneyeceğim. Mardin Beyazkale’ye gidip Zedin’i getireceğim. Zedin’i Memleketim TV’de gördüm. Serserinin teki bir kız çocuğu. Minik bir Kürt. Mardin’de turistlere kemençe çalmak suretiyle ailesini geçindiriyor. Gözlerini kapayıp virtüöz hesabı bir çaldı o kemençeyi, beni bitirdi. Babası ölmüş. Üç kardeşine de Zedin bakıyor. Zedin’i tutup getireyim, konservatuara kaydettireyim istiyorum. Bunu çok istiyorum. Kürt demişken, sergideki işlerden biri de Diyarbakır’lı bir sanatçı, aynı zamanda resim öğretmeni Şener Özmen’in Kavşak isimli fotoğrafıydı. Sohbet ettik kendisiyle. Öğrendiğime göre Diyarbakır halkı TRT’nin Kürtçe kanalı Şeş TV’yi çok sevmiş. Kahvelerin efendisi artık Şeş TV’ymiş. Özmen de sevmiş kanalı. “Bir Kürtçe kanal olacak ise onu da ben yaparım, devletim ben” hesabı düşünüyordum ben. Şeş TV’ye dair görüşlerim bunlar idi ama Özmen’le konuştuktan sonra fikrim değişti. Nurdan Gürbilek’in “Mağdur’un Dili” isimli beni benden alan kitabını okuduktan sonra bir haller oldu bana zaten. “Beni bende demen bende değilim” oldu bana. “Tarihte Mağlup, Üslupta Galip” Cemil Meriç eserleri var sırada. Onları da derinlemesine okuduktan sonra ne olurum artık bilmiyorum. Masama da taktım mı motoru, tutmayın artık beni.

Hiç yorum yok: