Sekiz senedir cumartesi-pazarlarım aslında iş günü. Yazı günü. Bunu, hele pazarı ömrü billah tatil bellemişlere anlatmak hiç kolay değil. Bu sekiz yıl içinde duyduğum ‘Aaa, niye ki?’lerle
‘Aaa, yine mi?’leri toplasam hakikaten yüklü bir meblağ tutar.
En nihayetinde, madem dedim en yakınımdakilere bile geçmiyor sözüm ve de madem tatlı bir kahve köşesinde, bir ahbap balkonunda, kaşla göz arasında avucunun içindeki aletten yazı tuşlayabilenlerden değilim, başka bir sistem kurayım. Hafta sonu kompozisyonlarımı gecenin bir vakti/sabahın
körü gibi ölü saatlerde yazıp yollayayım da hiç değilse şu pazarları kurtarayım. Uzun kahvaltılı eş-dost programlarına iştirak edeyim, en azından evin diğer ferdinin aslında çoğu boş çıkacak ‘Senin yazın olmasaydı şimdi kim bilir nerelere giderdik’ minvalli yürüyüş, balıkçı, alışveriş, sinema vaatlerini göreyim!
Sadece o güne özel ya da saati sabit bir etkinlik bulunca işler daha da kolaylaşıyor. Başını kahvaltıyla bağlamak, sonunu şarapla esnetmek zaten kolay da, ‘Dur yaa, şunu kaçırmayalım’ diyeceği bir faaliyet de olunca insan daha bir disipline oluyor.
Bugün mesela, Tophane’de ‘art-walk’ adını verdikleri bir ‘açıklık’ var. Semtin normal şartlarda pazarları kapalı olan altı sanat galerisi de ortak bir kararla açık olacak bu pazar. İnsanların ayağını alıştırma, burayı sanatla içli dışlı bir yürüyüş güzergâhı haline getirme projesinin siftahını yapıyorlar bugün 12-18 arasında.
Tophane, bir süredir taze bakış açısı olan galerilerin mahallesi. Tam Tophane sayılmasa da Galerist’in Galatasaray Lisesi’nin hemen arkasındaki şubesini de katabiliriz, ama yokuş aşağı indiğinizi varsayarsak ilk sırada, kronolojik olarak da bir numaraya yerleşecek olan Galeri Apel var. Sahibi Nuran Terzioğlu muhabbetiyle de adeta bir sanat projesi, aynı zamanda da Sabancı Üniversitesi eski rektörü Prof. Tosun Terzioğlu’nun eşi.
Apel’in sanatçıları arasında Balkan Naci İslimyeli gibi ‘ağır’ isimler var, bilmiyorum onu komşu galerilere oranla biraz daha mainstream yapar mı bu repertuvar?
Daire Sanat, diğerlerinden biraz daha ayrı uçta, Cihangir Camii’ne yakın sayılabilir. Boğazkesen’in aşağılarına doğru, sol kaldırımda iki galeriye ait üç kapı var çalınabilecek: Azra Tüzünoğlu’nun Outlet’i, kafayı hemen sola soktuğunuzda. Pi Artworks’ün de bir dükkânı hemen caddenin üstünde, öbürü de Outlet’e komşu. Elif’in (Türkölmez)
Radikal Cumartesi’deki yazısında okudum, Volkan Aslan’ın ‘Aynı Tişörtü Giyenler’ adlı video performansını mutlaka görmek istiyorum. Aslan, daha önce hiç Türk bayrağı ‘giymemiş’ insanlara bayraklı tişört giydirip “Duygularınızı alayım” demiş, bu model güncel sanat çok sürprizli olabiliyor.
Boğazkesen’in artık sonuna geldiniz, Tophane’ye inmektesiniz, bu defa sağ kaldırımda Derya Demir’in NON’una giriyorsunuz. Güneş Terkol’un dikerek yaptığı resimleri çok çarpıcı ama NON’un asıl üst katını kurcalamanın ilgimi çektiğini itiraf edeyim.
Çünkü burada Extramücadele’nin yani Memed Erdener’in Türban Şoray’ları ikamet ediyor! ‘Barış Ormanı’, ‘Nifak Tohumu’...
Son durak Rodeo, yani Tütün Deposu. Eh, altılıyı tamamlayan, Tophane’de bir nargile tüttürmeyi de hak ediyordur herhalde...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder