14 Mart 2010 Pazar

Yürüyelim "Art"kadaşlar@RADİKAL

İstiklal'le Cihangir arasında olup ikisinin curcunasından da uzakta kalan Tophane'de fırınla tesisatçının, kahvehaneyle parkecinin arasına bir de sanat galerileri eklenmiş durumda şu ara. Art Walk projesi kapsamında artık ayda bir pazarları da kepenk açacak altı galeri hafta sonu da yolu bu semte düşürmek için iyi bir sebep. Tophane Art Walk'un ilk pazarıysa yarın...
ELİF TÜRKÖLMEZ


Son zamanlarda Tophane’de bir şeyler oluyor. Sanki İstanbul Modern’in, Antrepo’nun, Mimar Sinan Üniversitesi ve Tophane-i Amire’nin denizden karaya üfürdüğü, Boğazkesen’de sanat galerisi olup çıkıyor. Birbiri ardına açılan yeni sanat mekânları, Beyoğlu’yla Cihangir arasında bir zamanlar adı bile geçmeyen bir semt olan Tophane’nin fiyakasını da, ziyaretçisini de artırıyor. Şimdi bütün bu galerileri bir yürüyüş güzergâhı içine oturtan, yani elinize haritayı alıp çentik ata ata ilerlemenizi sağlayan yeni bir proje var: Tophane Art Walk.
Pazar günü galeriler kapalı olur ama onlar her ay bir pazar 12.00-18.00 saatlerinde kapılarını sanatseverlere açık tutacak. Hayriye Caddesi’ndeki Galeri Apel’den başlayıp Boğazkesen’deki Galeri NON, OUTLET, PiArtworks, RODEO ve Cihangir’deki Daire Sanat’a uzanan altı galerilik bu güzergâh, bundan böyle hafta sonu da yolunuzu Tophane’ye düşürmek için başlı başına bir sebep...

‘Ortak tavır az laf çok iş’
Yeşim Turanlı
PiArtworks, 1998’den beri Ortaköy’deydi. Eylül 2008’de, biri Boğazkesen Caddesi üzerinde 76 numarada, diğeri oradan ilk sol ilk sağ yapılarak bulunan ara sokakta olmak üzere iki mekâna yayıldı. Galerinin sahibi Yeşim Turanlı, caddedeki dükkânın günde 40-50 ziyaretçisi olurken, arka sokaktakinde sayının 10-15’e düştüğünü anlatıyor. Halbuki sergilenen işler arasında bir ‘önem’ farkı yok. Mesela şu anda arka sokaktaki mekânda Volkan Aslan’ın ‘Aynı Tişörtü Giyenler’ adlı bir video performansı var ki enfes. Aslan, daha önce hayatında hiç Türk bayrağı giymemiş çeşit çeşit insana Türk bayraklı tişört giydirip ‘Duygularınızı alayım’ demiş. Sonuç: İnsanların Türk bayrağıyla imtihanının gerilimli ve komik halleri... Turanlı’ya göre, projeye dahil olan galerilerin aynı güzergâhta olmasının yanı sıra başka bir ortak özelliği var: Herkes bir şeyler yapmaya hazır, yenilikçi, ‘az laf çok iş’ prensibiyle çalışıyor.

‘Öğrenciler çok geliyor’

Selin Söl

Selin Söl’ün sahibi olduğu Daire Sanat, Cihangir Şimşir Sokak’ta. Tophane’nin biraz daha dışında olması sebebiyle “Sizin ziyaretçi profiliniz daha değişik olabilir mi?” diye soruyorum. “Yok” diyor, “Daha çok öğrenciler geliyor. Filmciler mesela pek uğramaz. Herkes kendi sanat dalıyla uğraşıyor herhalde.”
Daire Sanat’ta şu sıra Genco Gülan’ın ‘Dünyanın En Pahalı Resimleri’ adlı sergisi var. Dünyanın en pahalı resimlerinin paha biçilemez oluşuyla ilgili bir sorgulama yapıyor sanatçı. Bu, Daire Sanat açıldığından beri Söl’ün içine en sinen sergi olmuş. Sanatçı, fiyatlandırmayla ilgili de bir espriye gitmiş. Kendi işinin fiyatını belirlerken eserlerin gerçek fiyatlarının on binde birini almış. Picasso’nun küçücük bir işinin fiyatı 11 bin lira olurken, daha büyük boyutlu, daha çok uğraşılan bir işin fiyatıysa 7 bin lira çıkmış.

‘Ticari boyut kazanabilir’

Sylvia Kouvali

Sylvia Kouvali’nin sahibi ve direktörü olduğu RODEO Güncel Sanat Galerisi, Eylül 2007’de Tophane’deki Tütün Deposu’nda açılmış. Kouvali, “Burası geleneksel galeri çizgisinden sıyrılan sergilere ev sahipliği yapmayı hedefleyen bir platform; sanatçılar, küratörler ve diğer sanat profesyonelleri için bir buluşma noktası. Bu kişilerin bir araya gelmesi sadece ticari amaçlar doğrultusunda olmak zorunda değil; fakat bu diyalogların sonucunda ticari boyut kazanabilecek işbirlikleri de doğabilir” diyor. RODEO’da şu sıralar Loukia Alavanou’nun kişisel sergisi var. 21 Nisan’da da Can Altay-Iman Issa sergisi geliyor.

‘Galeri de ne, disko yapın!’

Nuran Terzioğlu

Nuran Terzioğlu, Tophane’nin en eski galericilerinden. 1994’te gelmiş buraya. Yokuşun başında olması sebebiyle biraz da Galatasaray’da sayılır aslında. Anlatırken heyecanlı; “O kadar güzel şeyler oluyor ki burada, ben çok mutluyum. 94’te ben galerimin bulunduğu yeri alırken herkes kahkahalarla gülmüştü. Dükkân sahibi hanım, ‘Bir kahvenizi içmeye geleceğim en yakın zamanda ama siz burada olmayacaksınız’ demişti. Kimse inanmadı bana o zaman. Apartmandaki çocuklar, şimdi hepsi evli, çoluk çocuk sahibi, dediler ki ‘Ne yapıyorsunuz?’ Dedim ki ‘Galeri yapıyorum.’ ‘Galeri ne demek?’ dediler, anlattım. Dediler ki ‘Ay, en iyisi siz burayı disko yapın.’ Ta o zamanlardan aklımda, bir gün buraya galericiler gelecek, burası canlanacak fikri vardı. Daha da ilerleyeceğine inanıyorum. Zamanla galeri sayısı da, ziyaretçi sayısı da artacak” diyor. Şu sıralar Bahadır Yıldız’ın ‘Zamansız Aşınma / Untimely Erosion’ adlı sergisine ev sahipliği yapan Galeri Apel’de aynı zamanda 1 Mayıs’a kadar Can Göknil’in ‘Kitap Evi / Book House’ adlı sergisi de görülebilir.

‘Her koldan sıkışmışız’

Derya Demir

Galeri NON, Tophane’nin en yenilerinden, eylül ayında açılmış. Boğazkesen’e deniz tarafından girerseniz solda sizi ilk karşılayacak galeri. Siyah demir kapısı pek fiyakalı. Siyah-beyaz ağırlıklı dekorasyonuyla galeri, işlerden önce göz alıyor zaten. Galeri NON’da 27 Mart’a kadar Güneş Terkol’un ‘Akıntının Tersine Tırmanmaya Çalışıyorlardı’ adlı sergisi var. Sergiye adını da veren ve sanatçının bir rüyasını anlatan video çalışmasının yanı sıra tülbent üzerine suluboya çalışmalar, Terkol’un ‘ayrıksı’ yanını ortaya koyuyor. Bu arada, videonun çok başarılı müziklerinin de Terkol’a ait olduğunu söyleyelim.
Demir, “Tophane sanat merkezi olmasaydı ilginç olurdu zaten” diyor, “Çünkü her koldan sıkışmış durumdayız. Şu kolda Cihangir var, Serdar-ı Ekrem’le Galata’ya bağlanıyoruz, biraz yukarıda İstiklal, Galatasaray, işte masonların olduğu sokak yenilendi. Yani yavaş yavaş zaten buraya doğru kayıyor. Tophane dönüştükçe buraya gelen galeri sayısı da artacak.”

‘Önce duyup tanıyacak’

Azra Tüzünoğlu

Azra Tüzünoğlu’nun sahibi olduğu OUTLET, ‘İhraç fazlası sanat’ sloganıyla 2008’de kuruldu. Kendisini, ‘Sosyal ve kültürel adaletsizliğin bunca derinleştiği bir ortam / zamanda, lüks olarak görülen sanatı, kitlelerle buluşturma girişimidir’ diye tanımladı. PiArtworks’ün, o önce sol sonra sağ yapılan dükkânının kapı komşusu. Öyle ki, söyleşi yapacağımız OUTLET’e Yeşim Turanlı eline telefonunu ve kahvesini alıp gelmişti, ‘komşuya geçer gibi...
Kadirler Yokuşu 69 numarada konuşlanan OUTLET kurulduğundan beri Tophane’yi bir yürüyüş güzergâhı yapmayı amaçlıyordu zaten. Kuruluş manifestosunda “Outlet; İstanbul’un sanat haritasında Beyoğlu’ndan Fındıklı’ya inen aksın, ‘Sanat yürüyüş alanı’ olmasında dönüştürücü bir rol üstlenmeye adaydır” diyordu.
Tüzünoğlu, “Bu projeyi başlatmaktaki amacımız, hemen buraya daha fazla insan gelsin değil. Öncelikle bir farklılık oluşturmak istedik. İnsanlar önce duyacak, tanıyacak, sonra gezmeye başlayacak” diyor. Yani uzun vadeli düşünmekten yana.
Mekânda 10 Nisan’a kadar Servet Koçyiğit’in ‘Under The Counter / Tezgâh Altı’ adlı kurgu fotoğraf sergisi var. Koçyiğit’in işlerinden sonraysa çok ilginç bir koku sergisi olacak galeride. Türkiye’de ilk kez yapılan türden bir sergi bu, mekânda yalnızca kokular olacak. “Nasıl bir koku?” diye sorduğumuzdaysa yanıt şöyle geliyor: ‘Bir Yaz Günü Öğleden Sonra’ kokusu...

Hiç yorum yok: