13 Mart 2010 Cumartesi

İhraç Fazlası Sanat Tezgah Altında@Hürriyet


Kendisi, 'Ben ucu açık işler yapıyorum, bir imge penceresi açıyorum, isteyen istediği yöne çekiyor' diye açıklıyor yaptığı işleri.

“Hasankeyf’te suların içinde bir çocuğu muayene eden doktor”, “Üzeri beyaz kumaşla kaplanarak zebraya döndürülmüş eşek”, “Üzerine yükünü alarak yola koyulmuş kaplumbağa” Servet Koçyiğit’in Outlet’de sergilenen “Tezgâh Altı” başlığı altında toplanan çalışmalarından birkaçı. Kendisi, “Ben ucu açık işler yapıyorum, bir imge penceresi açıyorum, isteyen istediği yöne çekiyor” diye açıklıyor yaptığı işleri.


Servet Koçyiğit’in “Tezgâh Altı” isimli sergisi 10 Nisan’a kadar salıdan cumartesiye 10.00-18.30 saatleri arasında iki yıl kadar önce bir sivil toplum inisiyatifi olarak ortaya çıkan Outlet/İhraç Fazlası’nda görülebilir. Outlet tam bir alternatif galeri ve genellikle İstanbul dışı hatta ülke dışı çalışan sanatçılara kapılarını açıyor.

Servet Koçyiğit, 17 yıl önce Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde mühendislik eğitimi alırken daha yaratıcı bir şeyler yapmaya karar verip Hollanda’ya gitmiş ve orada sanat eğitimi almış. Şimdi çalışmalarını ve yaşamını Amsterdam merkezli sürdürüyor. Son birkaç yıldır da Türkiye’ye daha sık gelmeye çalışıyor.
Koçyiğit Kırşehirli. “Ben taşradan geliyorum, benim çalışmalarımda kırsal kesim önemli bir yer tutuyor, insan geçmişinden kopamıyor kolay kolay” diyor. Öte yandan İstanbul’daki sanatın çok sıkışmışlığı da onu Türkiye’nin farklı köşelerine sürüklüyor.
Servet Koçyiğit çalışmalarını bir anlamda sosyal antropolojik yöntemleri kullanarak üretiyor. Gittiği bir köyde kasabada ya da kentte bazen günlerce bazen haftalarca kalıyor, bulunduğu yerdeki insanlar da dahil her şey onun çalışmalarının parçası oluyor.
Çalışmalarını “Tezgâh Altı” başlığı altında toplamasının nedenini de “işin içinde illegalite olması ve görülmemiş, saklı olmaları” diyerek açıklıyor. 2003 yılında yaptığı işleri ancak bu yıl ilk kez İstanbul’da sergilenme olanağı buluyor. Türkiye’de ürettiği çalışmalarını başka ülkelerde daha çok sergilemiş.

ARTER’E ESERİNİ YERLEŞTİRİYOR

Koçyiğit yine bugünlerde Ömer Koç’un yakında İstiklal Caddesi’nde açacağı Arter’e bir çalışmasını yerleştiriyor. Güncel sanat yapıtlarının sergileneceği bu mekânı kendisi gibi farklı disiplinleri bir araya getirerek üretenler ve kavramsal sanat yapanlara dönüşüm sağlayacak çok iyi bir gelişme olarak görüyor.
Servet Koçyiğit’e göre Türkiye’de güncel sanat koleksiyonerliğinin başlaması da büyük bir yenilik ve çok olumlu bir gelişme. “Beş yıl önce hayal bile edemezdik, şimdi video, fotoğraf satılıyor” diyor. 2003 yılında yaptığı beş artı bir kopya olarak ürettiği “To Die For” adlı şiirsel video çalışması Ali Koç tarafından satın alınmış.
“To Die For” aslında sosyolojik bir çalışma. “You’ll never walk alone” adlı şarkının etrafında örülüyor. Broadway için 1945 yılında yazılmış olan bu şarkı, yıllar içinde pek çok farklı grup tarafından yorumlanmış, sahiplenilmiş ve el değiştirmiş. İlk kez İkinci Dünya Savaşı’na giden askerlerin arkasından söylenen bu şarkı, daha sonra gay’ler, Hıristiyan gruplar, futbol taraftarları tarafından kullanılmış.
“To Die For” Koçyiğit’in şarkıyla ilgili kendi yorumu. Sanatçı bu çalışmada kendisini oyuncu olarak kullanmış. Yerde uzanırken arka planda, Liverpool futbol stadında canlı kaydedilmiş ve 20.000 kişi tarafından söylenen şarkı duyulmaya başlıyor. Bir süre sonra sanatçı da şarkıya eşlik ediyor ve kalbinden değişik renklerde kanaryalar çıkıp belki de umuda uçmaya başlıyor.
Yapıtlarını, pek çok değişik malzeme kullanarak oluşturan sanatçı yalın bir dille gündelik hayattan yola çıkarak, sıradan şeyleri yeniden kurgulayarak üzerinde bir kez daha düşünmemizi sağlıyor. Servet Koçyiğit çalışmalarında kadının sosyal konumundan modernleşmeye, günlük yaşamın sıradanlığından politikaya kadar pek çok konuya yer veriyor.
2005 yılında 9. Uluslararası İstanbul Bienali’nde Deniz Palas’ın bir dairesinde gerçekleştirdiği “Blue Side Up” adlı “saçlarını süpürge etmek” deyimini hatırlatan düzenlemesinde odaları dolaşan peruktan yapılmış otomatik süpürge ev kadınlarının yaşamındaki kısırdöngüyü çok başarılı bir biçimde anlatıyordu.

İNSANI GÜLÜMSETEN BİR YANI VAR

Koçyiğit’in “kavramsal sanat” olarak adlandırılan çalışmaları ister video, ister fotoğraf ister düzenleme olsun görsel estetik kaygılara da sahip. Ama aynı zamanda insanı gülümseten bir yanı var. Farklı ülkelerde farklı kültürlerde yaşamanın etkisiyle yapıtları yerelden çok evrensel sorunlara odaklanıyor.
Servet Koçyiğit sanat yaşamında 15 yılı geride bırakmış ama on yıl kadar geçimini sağlamak için başka işler de yapmak zorunda kalmış. Dönem dönem Almanya, İsrail gibi farklı ülkelerde sanatçı rezidanslarında yaşamış. Şimdi işlerinin Türkiye’de de satılıyor olması, yapıtlarından para kazanabilmesi onu çok mutlu ediyor.

15 YILDIR DÜNYAYI DOLAŞIYOR

1971 yılında Türkiye’de doğan Servet Koçyiğit, 15 yılı aşkın bir süredir başta Hollanda olmak üzere, Almanya, Fransa, İsrail ve Gürcistan’da yaşamış ve çalışmış. Katıldığı grup sergiler arasında Tanas, Berlin, Almanya (2009); Outlet, İstanbul (2009); Cuvée Bienali, Linz, Avusturya (2008); 27. Sao Paulo Bienali (2006); 9.İstanbul Bienali (2005); Palais des Beaux-arts de Lille, Fransa (2009); Smart Project Space, Amsterdam (2007); Israel Museum, Kudüs (2006); Haifa Museum, Haifa (2006); MuHKA, Antwerp, Belçika (2005); De Appel, Amsterdam (2001); Netherlands Foto Instituut (2001); Wilhelm Lehmbruck Museum, Almanya (2000) sayılabilir.

SANATIN NEFES ALMA ALANI

Outlet, kurucuları tarafından sosyal ve kültürel adaletsizliğin bunca derinleştiği bir dönemde lüks olarak görülen sanatı, kitlelerle buluşturma girişimi olarak tanımlanıyor. Outlet; müzeler, enstitüler, banka galerileri, kurumlar arasında giderek sıkışan sanat ortamı için bir nefes alma alanı yaratmayı ve yenilikçi, risk alabilen projeler gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Outlet; Canan Pak, AYK, MAS Matbaası, BenQ, The Point Otel, Beck’s, Coca-Cola, Netcopy Center ve Derin Design’ın sponsorluğuyla Azra Tüzünoğlu tarafından yönetiliyor.

Hiç yorum yok: